KÂSIM BIN MUHAMMED

Radiyallahu anh


Dogumu: Medine, 30 H./ 650 M.

Vefati: Kudeyd, 102 H. / 720 M.

Semâili

Uzunca boylu, emer tenli idi. Sakalinin iki tarafi seyrek idi. Gözleri siyahdi. Gözlerinin yasi durmaz akardi. Allah korkusundan daima boynu bükük dururdu. Alninda secde alâmeti bir nur vardi.

Kasim, Hz. Ebû Bekir’in oglu Muhammed’in Ogludur. Künyesi Ebû Muhammed’dir. Anasi Iran hükümdarlarindan Yezd-i Cürd’ ün kizidir. Hz. Peygamberin torunlarindan imam Zeynü’l-Âbidin ile teyze çocuklaridir.

Emevî döneminin karisik siyasi ve içtimai ortaminda yetisti. Basta Hz. Âise olmak üzere, Ebû Hüreyre ve Ibn Abbas gibi büyük sahabilerden hadis ve fikih dersi aldi. Medine’nin yedi büyük fakihinden biridir. Fikih ve tasavvufta üstad idi. Yasadigi dönem siyasi kargasalarin alip yürüdügü, devlet adamlarinin ve zenginlerin dünyaya daldiklari bir dönemdi. Bu sebeple zâhid alimler, Resûlullah ve ashâbinin sâde hayatlarina büyük bir özlem duymakta idiler. Hz. Kasim da bu gözü yasli bahtiyarlardandi.

Ömer Ibni Abdilaziz eger elimde olsa hilafeti Kasim bin Muhammed’e birakmak isterdim derdi. Imam Malik, “Kasim bu ümmetin fukahasindandir.” diye ona sena ederdi. Daima düsünceli ve hasyetli idi. Yüzü gamli, alni secdeden asinmis bir halde idi.

Kendisine bilmedigi konularda sorulan sorulara bilmiyorum demekten çekinmezdi. Bildigi seyler için de, “Bildigim seyleri gizlemek bana helâl olmaz” derdi. Çok üstüne gelenlere de sunu söylerdi: Kisinin, Allah’in kendisine farz kildigi seyleri bildikten sonra cahil yasamasi bilmedigi seyler hakkinda söz söylemesinden daha iyidir.

Mekke ile Medine arasindaki Kudeyd denilen yerde 102 H./ 720 M. Veya 108 H./ 726 M. Yilinda 70 yaslarinda oldugu halde vefat etti.

Vefatindan önce gözlerini kaybetmisti. Vefatini anlayinca ogluna “beni içinde bulundugum elbiselerle; gömlek, izer ve rida ile kefenleyin” dedi.

 Oglu babacigim bunu iki katina çikarsak olmaz mi? diye sordugunda:

“Dedem Ebû Bekir de böyle üç parça bir kefene sarilmisti.

Bizim için ölçü onlardir, bu kadar kâfi, sonra dirilerin yeni elbiselerle ölülerden daha çok ihtiyaci vardir.

” Bundan sonra ogluna önce kabrini dümdüz yapmasini ondan sonra ailesine haber vermesini tavsiye etti.

Silsilede emaneti Hz. Selmân-i Fârisî’den almisti. “Vefanin milki, evliya cemaatinin serdari” diye anilir.