CA’FER-I SÂDIK

 Radiyallahu anh

 Dogumu: Medine, 83 H. / 702 M.

 Vefati: Medine, 148 H. / 765 M.

 Semâili

 Güzel yüzlü, tatli sözlü, basi büyükçe, cismi nurlu idi. Ten rengi beyaz karisimi pembemsi idi. Büyük dedesi Hz. Ali(r.a)’e .ok benzerdi. Sâdik lakabiyla anilirdi. Hayatinda hiç yalan konusmadigi için bu lakabi almistir. Güleç yüzlü, tatli sözlü idi.

 Ca’fer-i Sâdik hazretleri hem hazreti peygamberin neslinden hem de Hz. Ebû Bekir’in(r.a) neslindendir. Babasi Muhammed Bâkir Hz. Hüseyin’in torunu, annesi Ümmü Ferve, Hz. Ebû Bekir’in torunu yani Kasim bin Muhammed’in kizidir. 83 H. / 702 M. Yilinda Medine-i Münevvere’de dogdu. Tebe-i tâbiin neslinden ve pek çok tâbiinden hadis aldi.

 Bütün maddi ve manevi ilimlerle mesgul oldu. Maddi ilimlerde akli ile maddeyi tasarrufu altina alma özelligine sahipti. Kimya, Fizik ve Cebir ilimlerinde en önde idi. Islâm’in kalblerin kesfiyle mesgul oldugu kadar, akilla maddenin sirlarinin kesfini emrettigini gösterdi. Cebir ilminin mûcidi sayilan Cabir ibni Hayyan onun talebesidir. Bu ilimde ondan çok seyler ögrendigi nakledilir. Imam-i Âzam Ebû Hanife ile çagdas idi.

 Hicri 148 / Miladi 765 yilinca vefat eden Ca’fer-i Sâdik, Cennetü’l-Baki’de babasi Muhammed Bâkir ve dedesi Ali Zeynü’l-Abidin ile dedesinin amcasi Hz. Hasab bin Ali’nin kabirleri yanina defnedildi.

 Ikinci Abbasi halifesi Ebû Câfer Mansur’un kendisini sik sik ziyaret ettigi ve fikirlerine basvurdugu rivayet edilir. Naklolunduguna göre bir gün halife Mansur’un yüzüne bir sine konar. Mansur, her ne kadar sinegi kovarsa da onu uzaklastirmaya muvaffak olamaz. O sirada Ca’fer-i Sâdik halifenin yanina gelir. Mansur sorar:

 Allah’in sinegi yaratmasindaki hikmet nedir? Ca’fer der ki:

 Zalimlere ve kendine güvenenlere, bir sinege bile güç yetiremediklerini göstermektir.

 Birgün irmak kenarinda bulunurlarken kendisine ihlasla teslimiyeti olan bir zât irmaga düser. “Ca’fer! Ca’fer!” diye bagirarak imdad ister ve suyun dibini bulur. Bogulurken birden kurtulur. Cafer sorar: Ne oldu? Adam dedi ki: Ca’ fer dedim battim, Allah dedim kurtuldum. Ca’fer, “Bu hali muhafaza et. Allah’ dan gerçek yardim isteme budur” buyurdu.

 Devlet idarecilerinin kapisinda dünyevi menfaat için yaltaklanmayan ulema ve fukahayi peygamber vârisi sayardi. Ona göre akil kadar ihtiyaç duyulan bir sermaye yoktu. Cahillikten beter de bir musibet olamazdi. Istisareden faydali bir yardimci bulunamazdi. Hasmin akilli olusunu bahtiyarlik sayar, bes kimsenin arkadasligindan sakinmayi ögütlerdi:

 1-         Yalanci ile arkadas olma, Çünkü daima yanilirsin.

 2-         Ahmak ile dost olma, çünkü faydali olmak istedigi zaman bile sana zarar verir.

 3-         Cimrinin arkadasligindan sakin, zira en kiymetli sermayen olan vaktini bosa harcar.

 4-         Kötü kalplinin arkadasligindan sakin, çünkü ihtiyaç aninda bile sana sahip çikmaz.

 5-         Fâsikla ahbab olmaktan sakin, çünkü önemsiz lokmaya tamah edip seni bir lokmaya satar.

 &

 Ca’fer-i Sâdik, oglu Musa Kâzim’a söyle vasiyet etmisti: “Oglum vasiyetimi iyi dinle, söylediklerime dikkat et. Eger bunlara dikkat edecek olursan mutlu yasar, mutlu ölürsün.

 Oglum! Allah kendisinin taksimine râzi olani, baskalarina muhtaç birakmaz. Baskasinin elindekine göz diken ise fakir olarak ölür. Ilahî taksime râzi olmayan Allah’a hükmü konusunda itiraz etmis olur.

Kendi günahini küçük gören, baskasinin küçük günahini büyük görür. Baskasinin günahini küçük görenin gözünde kendi günahi büyük görünür. Baskalarina isyanla kiliç çeken o kiliçla öldürülür. Baskasinin kuyusunu kazan o kuyuya düser.

 Beyinsiz âdî insanlarla düsüp kalkan degerini yitirir ve hor tutulur. Âlimlerle düsüp kalkan saygi görür. Kötü yerlere girip çikan töhmete ugrar.

 Lehinde de olsa aleyhinde de olsa daima hakki söyle. Koguculuk yapmakdan sakin çünkü koguculuk insanlarin kalblerine kin ve intikam tohumlari eker.”

 Ca’fer-i Sâdik silsilede emaneti ana tarafindan dedesi olan Hz. Kasim bin Muhammed’den almistir. “Pürfeyz” olarak anilir.