Bu mektubu halifesi Molla İbrahim'e, insanların tevbeye koşmaları, şükür, istiğfar ve bu iki şeyin dışındaki çok faydalı hususlar hakkında gönderilmiştir.

Allah'ın ismi ile mektubuma başlarım. Selam seçtiği kulları üzerine olsun.

Muhabbetli mektubunuz bu hizmetçiye ulaştı. Sevinmemize sebep oldu. Hamd ve şükür Allah'a aittir. O çok hibe edici ve kerem sahibidir. Mevcud olan şeylerin zanlarından, günahtan, hatta taattan dolayı azaların fiilleri yönü ile kalblere giren şüpheler için Allah'tan mağfiret dileriz. Taatlarımız karışıklıktan uzak değilse, bu durumda musibetlerden size isabet edenlerle ye'se düşmemeniz ve size isabet eden zorluklara karşılık sabırlı olmanız gerekir. Böyle ol¬mazsanız insanların tevbe taleb etmelerine vesile ol-madaki örnek durumunuz meydana gelmez.

Biz Allah'a aidiz, lütfü ve nazarı ile Allah'a mah¬sustur. Çünkü imtisal (uyma) teslime götürür. O da muhabbetten ve ihlâstan doğar. İhlas, teslimiyet ve muhabet de bu alî tarikatın temelleridir. Bu üç şeyi kalbinde, şeriatın zahirinden yardım isteyerek en gü¬zel şekilde yerleştirene ve bunları tarikatla geliştirene ne mutlu, ne mutlu. Asıl hakikat ve Allah'ın size ve bu hizmetçiye lutfu Gavsu'l Azam'ın gölgesi altına in¬sanların girmeleridir. Allah O'nunla kıyamete kadar taliblerini menfaatlandırsın. Belki Allah özel fazlı ile sizin ve bu hizmetçinin günahlarını affeder. Çünkü Allah Hadi (hidayet veren)dir. Hidayete vesile olan ise Gavsu'l Azam'dır. Bu hizmetçiden ayrılığınızdan dolayı üzüntünüzü beyan etmeyiniz. Bundan dolayı da üzülmeyiniz. Bunun aksine gözümüzün nuru na¬maz dışında hayır ve şer lezzetler sizi sevindirmesin.

Gurbetteyiz senden başka vatanımız yok,

Fakiriz senden başka ihitiyacımız yok.

Allah sizden sadakat ister. Bazı günlere ilave ede¬rek oruç tutmakla emredildiğiniz zamanları oruç tu¬tarsanız, Allah sizden bunu kabul eder ve bu sebeple sizin kalbinizde olan dağdağayı çıkarır. Çünkü ben rüyamda size övülen şeylerin verildiğini gördüm.

Rüyamda Gavs'la aranıza engel olarak giren bir bu¬lut girdi. Bu maninin defi ümid edilir. Bu dağdağanın kaldırılması için üzerine gidilmesi gerektiği söylen¬mektedir.

Sofi Abdurrezzak hususundaki anlatılanlara üzülme. Münkirlerden dolayı sıkıntı içerisinde olma. Şayet seni yalanlıyorlarsa, senden önceki Peygam¬berleri de yalanlamışlardı. "Ağızları ile Allah'ın nu¬runu söndürmek istiyorlar. Allah nurunu tamamlayacaktır."(Saf,8) Bununla beraber onlar irşad dai¬resinin Kutbu Seyyid Taha (k.s) hazretlerine intisab etmeseler dahi ona intisab edenlerin müntesibidirler.

Gavsu'l Azam'ın müridleri, kendilerini kapının büyüklüğü sebebiyle Gavs'ın dergahının hayvanatı gibi görüyorlar. Nitekim Gavsul Azam diğer bütün intisabları silmiş, Seyyid Tahi Hazretlerinin kapısına intisab dışında bütün kapıları kapatmıştır. Bütün teveccühler ona yönelmiştir. Nitekim Seyyid Taha O'na şöyle demiştir: "Herkesin yükü sırtımda, ancak seninkisi benim boynumda."

Bir defasında da şöyle demişti: "Ben ve sen baş ve orta parmağını işaret ederek bu iki parmak gibiyiz"

Başka bir defa da şerefli ve kerem sahibi kızına o bizdendir. Yine başka bir sefer de, bu zamana kadar devam ettiği gibi ahir zamana kadar da sadatın evliyaları eksik olmayacaktır, demiştir.

Molla Sıbğatullah (şeyh olarak) kalkmadı, kalka¬mayacaktır. Bunun üzerine bize düşen onun münte¬siplerini ve muntesiplerinin müntesiplerini korumak, onlar için Allah'tan istiğfar istemek ve dua etmektir. Hatta onların ayakkabılarını öptükten sonra baş üz¬erine koymak gerekir. Nitekim bunların yanında Allah'ın emir ve nehiylerini müslümanlara tebliğ etmek ve mümkün olan hangi şekilde olursa olsun bu inkar fitnesine düşmelerine engel olmak gerekir.

-Allah muhafaza hak ehlini inkar edip bir kusurla ayıplayan kimsenin irfandan nasibi yoktur.

Bir kimse bu taifeye bir kusur isnad ediyorsa,Allah böylesine onlara dil uzatmaktan korusun.

Allah'a yemin olsun ki böyle bir adet varsa ne kötü adettir. Berezan nahiyesine dönmeye gayret ediniz

Allah, birisi Gavsu'l Azam Hazretleri, diğeri Seyyid Taha (k.s) Hazretlerinin sancakları altında görünme¬yen ordularla size yardım etsin. Her gece yatmadan önce Fatiha, Ayetel Kürsi, İhlas ve Muavvizeteyn sü¬relerini oku ve avucuna üfle, avucunu başına, göğsü¬ne ve cesedin sürülmesi mümkün olan her yerine sür. Gecenin ortasında Yasin süresini oku. Sevabını Hz. Peygamber'e (s.a.v), Sadat-ı Kirama ve bilhassa Gavsu'l Azam ve Seyyid Taha Hazretlerine hibe ede¬rek dua ile bitir.

Sohbetin başlangıcı Seyyid Taha ile sonra Gavsu'l Azam ile daha sonra da Üstadla devam etsin. Cezbe ve muhabbet içinde cezbe ve muhabbeti överek soh¬beti bitir.

Dinle neyden hikayet eylemekte,

Ayrılıklardan şikayet eylemekte.

Hiçlik yurdundan koparmışlar beni,

Kadın erkek herkes feryadımdan inlemekte.

Böyle yapmamın sebebi parlak şeriatı emretmekle beraber, Şeriatı tebliğ ve teşvik etmeyi seninde yap¬manı gerçekleştirmek içindir. Çünkü tarikat Şeriat-ı Hûda'dır. Hatta tarikat ve hakikat, Şeriatın zahiri üzere bina edilmiş ve Şeriatın temeli olmuşlardır. Şe¬riat tarikatın özellikle üzerinde durduğu güzelliklerle böyle nihayet bulmasaydı Hud suresi Rasûlüllah'ı (s.a.v) ihtiyarlatmazdı Allah (c.c) Rasûlüllah'ı (s.a.v) sırat-ı mustakîm üzere olduğundan dolayı methet¬mez ve Rasûlüllah (s.a.v), ensar ve muhacire vefat etmeden önce tebliğ ettim mi diye sormazdı. Bilakis tebliğ ettim derdi. Buda bizlerin|Vazifesine işarettir

Yakinen bilinmektedir ki Şeriatın kapısı dışındaki kapılar kapalıdır, reddedilmiştir. Tarikatı-ı aliyeden maksat şeriatın emirlerine uymak, nehiylerinden sakınmaktır.

Selam size ve hidayete tabi^olanlar üzerine olsun. Hz. Muhammed'in (s.a.v) şeriatına sarıl. Salat ve se¬lam O'na, ailesine, ashabına ve bilhassa sizin bütün ehl-i beytinizin üzerine olsun. Aynı şekilde annenizin üzerine olsun. Annenizden dua beklerim.

Biliniz ki sufilerin şeyhe muhabbeti gerçek muhab¬bet olan Allah'ı sevmeye nisbetle zerre kadardır. Al¬lah Teala şöyle buyuruyor:

"İnanan müminler en çok Allah'ı severler."(Bakara, 165)

Molla Yusufa gelince ona Allah'ın şu ayeti yeter:

"Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Allah dilediğine hidayet verir."(Kasas,56)

Nefsini Bel'am ve İblis'le (Allah'ın laneti onlar üze¬rine olsun) korkut. O ikisi Gavs'dan ve bu hizmetçi¬den daha çok ibadet etmelerine rağmen nasıl helak oldular? O ikisini varlık duygusu helak etti. Varlık duygusu muhabbete terstir. Varlık duygusu ile be¬raber muhabbet iddia etmek büyük günahtır.

Bu hizmetçinin yaptığı gibi bu hallere düşmekten Allah'tan mağfiret dile.

Sofi Muhammed'e de Allah'ın şu ayeti yeter:

"Hakikaten Karun, Musa'nın kavminden (am¬casının oğlu) idi. Onlara karşı azgınlık etmiş idi. Ona öyle hazineler vermiştik ki. Anahtarları cid¬den güçlü kuvvetli bir bölüğe ağır geliyordu. O vakit kavmi ona şöyle demişti (servetine) güven¬me, çünkü Allah güvenenleri sevmez."(Kasas,76)

"Ama insan her ne zaman Rabbi onu imtihan edip te ona ikram eyler, ona nimetler verirse o vakit Rabbim bana ikram etti der.

"Ama her ne zaman da imtihan edip rızkını daraltırsa o vakit te. Rabbim bana ihanet etti

der.(Fecr.15.16)

Muhabbet ve cezbe-i ilâhiye cennet nimetlerinden hiç bir nimete müsavi olmamasına rağmen, şeyhi rabıtadan önce ölüm rabıtası yapın. Allah katında bu denli çirkin fani ve buğz edilen dünyanın ne kıymeti vardır? Ölüm rabıtası bunu idrak ettirir

Dünyaya binlerce lanet olsun,

Cezbelerden bir cezbeye binlerce can feda olsun,

Aşıkların gözünde her iki cihanın nimetleri,

İki arpa tanesi kiymetindedir.

Ey Cami! Sen iki dünyadan da âzâd ol.

Bu fakir ancak tek olan Allah'ı ister.

Allahım! Talibleri ve bu hizmetçiyi muhabbetin, cezben ve marifetin ile nimettendir. Rabbim onların kalplerinden bu kötü dünyanın muhabbetini çıkarsın.

12-Cemazî'l Ula-1296