Hazret-i pîrimden olaldan münib Zahir oldu çok alâmetler acîb Ten senin bu can senin cânân senin Benliğim kaldır aradan ya Mucîb Yûsuf-ı cananıma irgür meni Hüsn-i ruhsârına eyle andelib Dest-i pîrimden içirip badeyi Cür'a-i vahdet meyinden kıl nasîb Defter-i uşşâka kayd et adımı Hürmetine Mefhar-i âlem Habîb Pîr-i Sâmî Hazretin yâ Rabbena Bu derûnum derdine eyle tabîb Senden özge yok enîsim yâ İlâh Salih'i bırakma bu yerde garîb |
Münib = Kötülüğü bırakıp Hakk'a yönelen. Zahir = Görünen, dış yüz, açık ve belli olan. Alâmet = İşaret iz, nişan. Acib = Acaib. Mucîb = Icab eden (Allah'ın sıfat). İrgür = Erdir, eriştir. Hüsn-i ruhsârına eyle andelib = Güzel yanağına bülbül eyle. Dest-i pîr = Şeyhin eli. Cür'a-i vahdet = Vahdet şarabı. Defter-i uşşak = Aşıklar defteri. Mefhar-i âlem Habib = Hz. Muham-med(S.A.V). Derûn = İç, batın, gönül. Enis = Dost sohbet arkadaşı Garib = Kimsesiz. |