Raşid Ahmed Efendinin şiiri

Tariki Nakşibendi ehlinin feyzi Huda’dandır

Onların nisbeti cümle Resulü Müctebâ’dandır

Ebu Bekir, Ali’dir bu tarikin şahı, serdarı

Şüyûhu, Hâcegânı hep kibarı evliyadandır

Bu yolda ittibaı sünnet oldu baisi vuslat

Cemii bid’atı terk etme bunda ihtidadandır

Azimetle ameller işleyip, ruhsattan el çekmek

Bu yolda sâlike böyle sülük etmek devadandır

Tariki cezbedir, bunda tez erer menzile sâlik

Ki, bunda sâlikin seyri, tariki ihtifâdandır

Devamı zikr ile sohbet olup Nakşilerin kârı

Anınçin bunların feyzi heman kalbi ciladandır

Tariki Nakşıbendin cümlesi asandır sanma

Bu yolda can feda etmek şurûtu iptidadandır

Hazer kıl, dil uzatma gel güruhu Nakşibendâna

Yakın bil ki, onlara ta’nedenler eşkiyâdandır.


Müçteba : Seçkin.

Şahı, Serdarı : Başı, başkanı (piri).

Şüyuhu, haceganı : Şeyhi, hocaları (silsilesi).

ittibaı sünnet: Sünnete uymak.

Baisi vuslat: Vuslatın sebebi.

Cemii bid’at: Din ve yola sonradan katılanların hepsi.

İhtida : Hidayete ulaşma, istikamete gitmek.

Azimet: Kolaylığa kaçmadan gereğince ibadet etmek.

Ruhsat: Mazereti olan kolaylığa ait emirle amel etmesi.

Ihtifa : Gizli, sessiz ve gösterişsiz.

Asan : Kolay.

Şurutu iptida : İlk şart.

Hazer kıl : Sakın, çekin.

Güruh : Grup.

Ta’netmek : Dil uzatmak, yermek, sövmek.