RAHAT HAZIR OL 

Gönüller Sultani sohbette salonda her zamanki muazzam kalabalik, basinda foter sapkasi. Bu bölgede ilk defa görülmüs bir zat kalabaliga yara yara geldi Hazret´in tam karsisindaki kanepeye oturdu, sohbeti dinlemeye basladi.

Mübarek buyuruyordu:

- Alemlerde cok gizlilikler var, insan da bir alemdir. Bizde cok gizli seyler var bir kere insanlarda alti letaif makami var cok kiymetli manevi makamlar bunlarda öyle bir yetki var ki insanin kücücük kalbi acilinca, bütün dünyada ne varsa kalbinde seyrediyor.

Foter sapkali durup duruken:

- Efendi bir sigara icebilir miyim?

Buyurdular:

- Tabi icebilirsin, ancak burada olmaz.

- Ben burada sigara icmek istiyorum.

- Disarida icseniz

- Siz benim bur da sigara icmeme müsaade edersiniz de yanindakiler koymuyor.

Hazret buyurdu:

- Bir sigara verin icsin.

Garip adam sigarasini icti. Sigarasi biter bitmez. Hazret´in üzerine küfür ederek yürüdü. Orda bulunanlar aninda üzerine cullanmak istediler.

Hazret müdahale etti:

- Durun, birakin adami. Allah´ini seven bu adama dokunmasin.

Emir üzerine müridan adami serbest birakti. Hazret sordu:

- Bize niye kiziyorsun, sen kimsin, biz sana ne yaptik?

- Nasil kizmam bana bir cin musallat olmus, her gün beni perisan ediyor-

- O dedigin cinle bizim alakamiz ne?

- Sizle alakasi olmaz olur mu. Cin gidiyor bu seferde her gece rüyamda sizi görüyor, korkuyor uyaniyorum.

- Bak kardesim bundan sonra hic korkmayacaksin.

O günden bir süre sonra bu zat Hazret´in baglilardan biri oldu. Efendi hazretleri ötelere sefer ettiginin ikinci yilinda türbenin karsisinda ben ve müridandan Enver Bey oturmus sohbet ediyoruz. Karsidan gayet ciddi, sik giyimli elinde canta olan fotör sapkali bir zat türbenin merdivenlerden Mübaregin kabrinin yanina yürüdü.

O anda Enver Bey bana hitaben:

- Aaaa bu bizim Muhsin, vallahi Muhsin.

- Hangi Muhsin.

- Bundan üc yil önce Efendi´ye bagiran Muhsin. Gözlerimiz türbede.

Muhsin Efendi´nin kabrine egilerek bagirdi.

“Rahat, Hazir ol.”

Öyle bagirdi ki ortalik inledi. Enver Bey yerinden kalkti ve Muhsin´e dogru yürüdü.

- Muhsin ne yapiyorsun öyle.

- Ne yapayim Efendi´min yaninda iki tane gönül askeri tam iki yildir hazir ol vaziyetinde bekliyor, geldim rahat komutu verdim.

Sessizce gelen Muhsin, Salih Baba divanindan bir beyiti yüksek sesle okuya okuya türbeden uzaklasti. Muhsin mi garip, biz mi garibiz? Muhsin divane de biz mi deliyiz? Hazret buyurdu:

- Alemde cok gizlilikler var, insanda bir alem. Aklini kullanmayana akil ne lazim. Akilli olup ömrümüzün hepsini dünyaya verecegimize, deli olup hatta deli görünüp manevi dünya ile ugrasmak daha iyi degil mi?

Sirtimizdan su benlik hirkasini bir cikarabilsek dervislik hirkasini bir giyebilsek yükümüzün ne kadar agir ve zor oldugunu görürdük.