Bu mektubu Molla Ibrahim’e tebliğ, istiğfar, hidayet ve Şeriat’a uymak hususunda göndermiştir. 

Mektubuma Allah’ın ismiyle başlarım. “.Yerdekiler ve göktekiler, herşey O’nu tesbih eder..” (lsra, 44) Salat ve selam O’nun Nebisi (s.a.v) ve ailesi üzerine olsun.

 Bu dergahın hizmetçisinden selim kardeş Molla Ibrahim’e. 
İhvanın çoğaldığına delalet ettiği anlaşılan kıymetli mektubunuz bu hizmetçiye arz edildi. Bu yüzden hizmetçinin sevinci ve neşesi arttı. Hâdi (hidayet sahibi) olan Allah’a hamd etti ve şükranlarını arz edenlerden oldu. İbadeti kabul edilenlerin kemalatına ulaşmak için yüz kere Allah’a istiğfar etti. Bununlu birlikte sapıtanlar reddedilmiş olduklarından sapıtmıştır. 

Allah’ım! Kur’anda buyurduğun üzere iyilikler sana aittir. Rabbim şöyle buyuruyor: “..Allah’a davet eden kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”(Fusilet: 33) Bununla birlikte Allah Rasülü’ne (sav) şöyle hitap etmektedir: “Sen istediğini hidayete erdiremezsin. Allah dilediğini hidayete erdirir."(Kasas.56) Bu ayette Rasülüllah (sav) hidayeti kendine, ayet ise yaratana (Allah’a) nisbet etmiştir. Hali Allah hazırlar ve yaratır, bu güzelliğe Gavs’ın (k.s) himmeti sebeb olur. Gavs hizmetlerin sebebiyle belki sana teşekkür eder. Bu kapıda en edna biri olan, herkes Gavs’ın irşada çıkan herkesin kendi nefsine şu soruyu sormasını istediğini bilir: İrşad dairesinin kutbu benim için lütufta bulunur mu ?
 
Ben de: Gavs’a bu soruyu sordum. 

0 da şöyle dedi: Köylere girdiğinde yemek yiyor musun? 

Dedim ki: Bırakınız yemeği insanlar benim yanıma sarhoş olarak geliyorlar. Buna şöyle cevap verdi: 

Bu hal yani insanların böyle gelmesi üstadın himmeti değil mi? Böyle işlerin benden olduğunu zannetmeyin. Bizden olmadığı halde bir şeyin bizim sebebimizle olması eğer ona vakıf değilsek bile istiğfarı gerektiren nefse kapılmamayı icap ettiren bir haldir. 
İstiğrak hali sahibi Şeyh Bahaeddin (k.s) ve müridlerin hepsi Fetih süresini okusunlar.

İstiğfar yazılı kağıdın bu hizmetçiye gönderilmesini istiyorum. 

Ey Allah için kardeş! Gücün yettiği kadar gayret göster. Çünkü zaman, tebliğ eden helak olsa da tebliğ etmeyi gerektiriyor. Şeriatın gösterdiği istikamet doğrultusunda her an kusurlarına istiğfar et ve başlangıcı Pazar sonu Perşembe olmak üzere haftada beş gün oruç tut. Şartlar yerine getirilerek Cuma gecesi istihare edilmeli, uygun zamanlarda ağlamak, ağlaşmak ve sonra teveccühü taleb ederek duha (kuşluk) vaktine kadar oturulmalıdır. İnşaallah senın Allah’a istiğfar etmenden sonra Allah’ın yardımı ile 0 (r.a) sana ikram eder ve böylece Allah seni affeder. Allah’a yemin olsun ki tenha gecelerde şiddetli ağlama ve niyaz ile bu hizmetçi istigfara devam etti de, aşağıda geleceği şekilde bir hal bana ilham edildi: 

‘Ey aziz kardeşm! Bu al-i tarikat sahih sünnet ve azimet yani bidat ve ruhsatlardan kaçınmak suretiyle şeriatın istikamet yolu üzerine bina edilmiştir. 
Yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun bu hizmetçiye ve bizlere. Bu yolda izin verilmiş ruhsatlardan ve güzel bidatlardan sakınmak dahi şart koşulmuşken, yeryüzünde halife kılınan kimselerin günah, mekruh ve evla olmayan şeyler işlemekle günahlarının artması ne acıdır? Oysa ittiba edilecek büyükler peygamberlerin varisleridirler Dikkat! Size ve bu hizmetçiye Nebi’nin (sav) zevcelerinin günahlarının eğer sadır olmuşsa artması hususunda inen ayet (Ey Peygamber! Zevcelerine de ki: “Eğer dünya hayatını ve süsünü istiyorsanız, öyleyse size boşanma bedeli vereyim ve sizi güzelce bi bırakmayla salıvereyim”-Ahzab 28) yeter. 
Şeyh Salih’in (k.s) ashabından biri irşad dairesinin kutbu Gavs’ın (k s) şöyle dediğini işitti: Ubeydullan Ahrar (k.s) bir gün kendisine sıkıntı veren karıncayı öldürmüş, bunun üzerine yer sarsılnıış, nerdeyse parça parça olacakmış. Bu olay üzerine Allah’tan şöyle münacaatta bulunarak yardım istemiş: “Ey Allah’ım Müminleri öldüren insanları cezalandırmak için acele etmiyorsun da bir karınca öldürdüğüm halde bana ceza veriyorsun.’

Bu söz üzerine Allah Teala şöyle cevap vermiş: 

“Dostlarımın bir yerden kıl koparması ile onları sorgularım, dostlarımın dışındakiler bir dağı yıksa onları hemen sorgulamam.” 

Gavs (r.a) şöyle dedi: Beyazid-i Bestami (k.s) meşhur bir şeyhin yanına gitti. Mescidde insanlar onu ziyaret için toplanmıştı. Şeyh sol ayağı ile mescide girince Bestami (k.s) geri döndü ve şöyle dedi. “Rasülüllah’ın (sav) sünnetinden bir sünneti terkeden şeyh değildir.” 

Dikkat! insanlara Şah-ı Nakşıbend’in sözünü delil getirerek bu âli tarikat cezbe yoludur sözünüz sana ve bu hizmetçiye yeter. Şah-ı Nakşibend’in (k.s) emirlerine uymak ve nehiylerinden kaçınmak ve isteklerine uymak müntesiplerinin kalplerini sarsmaz. 
Şah-ı Nakşibend (k.s) şöyle diyor: ‘Hakkın cezbelerinden bir cezbe ins ve cinnin ameline denktir” Ben bu makam ile şereflendim. Fakat Allah, Rasülune (sav) şöyle buyurarak aslolanı ortaya koyuyor: “Deki eğer AlIah’ı seviyorsanız bana uyun, Allah’da sizi sevsin.” (Al-i İmran 31) 

Gavs (r.a) Molla Hüseyin el Kiyani’nin halini bu hizmetçiye sorup, cevap aldıktan sonra şöyle dedi: 
“Onun için şerıat üzere istikametten başka bir yol yoktur. Oda tarikattır”. 
Sü-i edebi ve kabahatinin farkına varan bu hizmetçi şunu sordu: 
-Durum bu ise Molla Muhammed el-Emin el-Hashiri mürid midir? Bu soruma kahr halinde şöyle dedi: 
“0 şeriata muhalefet ediyor. Çünkü abdestte sünnet olan abdest azalarını üçer defa yıkamaktır. O ise dörtlüyor.” 
Ey sevgili kardeşim. Bu hizmetçi seni yeryüzünde halife yapmasını istiyor. 0 ise ruhsatlar, şeriat ve tarikatın bidatlarından sakınmakla beraber şeriat şart koşmuştur. Bu durumda Rasülüllah’ın şeriatı en kuvvetli şeriat olmasına rağmen mekruhlarla ve evlanın hilafına işlerle meşgul olmak nasıl olur? Demek ki şeriata hakkıyla uymak gerekiyor. 

Hz. Peygamberin (sav) şeriatının kuvvetli olmasından dolayı diğer şeriatlar feshedildi sadece o baki kaldı. 

Şeriata uyarak ve yardım isteyerek, rabıta libası ile halis zatı murakebe etmen gerekir. Böylelikle İnşaallah sen tarikatın fethini ve davet kapılarının açıldığını göreceksin, İnsanlar tarikata girdiğinde istiğfar et. İstiğfardan imtina halinde vücud bulacak nefsin sevinmesini engellemek için Allah’ın şu ayeti sana şahid olarak yeter. “Allah’a istiğfar et. Çünkü 0 tevbelerj kabul edicidir.”(Nasr 3) 
Böyle bir durum senin ve bu hizmetçinin kötülüğündendir. Gavs’ul Azamın himmeti ile Allah’a tevekkül et. Ümitsizliğe düşenlerden olma. Şükredenlerden ol. 
Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Selam size, sizin ailenize ve Gavs’ul Azamın etbaı üzerine olsun.

Bu mektup şevkinizin kırılmasına sebep olmayıp, bilakis artmasına vesile olsun. 1 7-Safer-1296