Bu mektubu halifesi Molla Abdullah'a, Molla Reşîd'e, Molla Hasan ile ehli beytine, Nurşin ağalarına göndermiştir. Ramazan ayının faziletlerine ve diğer hususlara dikkatli olunması hususunda emirlerde bulunmaktadır.

Selamın kamili Molla Abdullah'a, Molla Reşîd'e, Molla Hasan'a, ehli beytimize, Norşin ağalarına ve diğer köylülere olsun. Allah cümlenizi selamette kılsın.

İmdi; malum olsun ki, matlub olan bu müberek ayın faziletlerine karşı tayakkuzda bulunmak, bu ayda salih amelleri işlemeye son derece önem vermek, nefis ile son derece cesaretli ve cüretli cihada yönelmektir. Ramazanın bereketini kaçırmamak için çok gayret göstermeniz icap eder. İmam-ı Rabbani Gavs- ı Semedani (r.a) Mektubat'da şu mealde beyanda bulunur: Bu ayda yapılan nafile namaz, zikir sadaka ve benzeri şekildeki nafile ibadetler diğer günlerde eda edilen farzlara neredeyse denktirler. "Bu aylarda eda edilen farzlar bu ay dışında başka aylarda eda edilen 70 farza neredeyse denktir. Bu ayda bir oruçluya iftar ettirenin vücudu cehennemden azad olur ve affedilir. İftar ettirdiği oruçlunun sevabından ise bir eksilme olmaz. Bu ayda Rasülüllah esirleri azad etmiş, kendisinden istekte bulunanların ihtiyaçlarını karşılamıştır."

Bu sebeple, bu ayda hayırlara ve salih amellere yönelen kimse senenin diğer zamanlarında da hayra muvaffak kılınır. Tevfik onun yoldaşı olur. Bu ayı değerlendirmeyip tefrika içinde geçiren kimse ise senenin diğer zamanlarını da aynı hal üzere geçirir. Bu sebeple mümkün olduğu kadar cemaatla beraber bulunmaya gayret etmek gerekir. Bu ayı bir ganimet bilmelidir. Bu mübarek ayın her gecesinde binlerce insan cehennemden azad edilir. Cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır. Şeytanların (azgın olanları) zincire vurulur, rahmet kapıları açılır. İftarı hemen yapmak, sahuru geciktirmek sünnetlerdendir. Bu iki vakitte de Allah'a karşı olan acziyet ve muhtaçlığı hal ile kulluğa yakışır şekilde ortaya koymalıdır. Hurmayla iftar sünnettir. İftar edilince "susu-zluğumuz gitti, damaklarımız ıslandı" denir. Böyle yapana ecir vardır inşaallah. Ramazanda teravih namazını kılmak, Kuran'ı hatmetmek sünneti müekke- delerdendir. Bunlar çok bereketli neticeler getirirler. Kendisini teşbih ettiğim Allah bizleri ve sizleri habibi- nin hürmetine bunlara muvaffak kılsın. Onun yüce zatına ve aline selam ve hürmetler ederim.

İşte emirler böyle olunca haramlardan kaçınmanın durumunu da sen hesap et. Orucun sevabı şunları yapmakla tamam olur: Gıybetten, sövmekten, yalandan hatta mübah boş kelamdan, bakmak-dinlemek- koklamak suretiyle lezzet almaktan, akan suya olsun bakmak gibi şeylerden tat almaktan, güzel şiirleri dinlemekten ve söylemekten, güzel elbise giyinmekten sakınmak gerekir. Kızmamaya, kötü kelam etmemeye gayret etmelidir. Devamlı sükûn, tebessüm, dua, istiğfar halinde bulunmalı, haklı olarak bir söz söyleme durumu olduğunda dahi karşnik vermeyip affedici olmalıdır.

Üstadımız olmadan ramazanı geçirmeyi hayretle yadedip üzülün. Bu aydan önce onunla beraber olduğunuz günleri anın, sohbeti çok yapın. Virdlere yapışın, özellikle de rabıtayı çokça yapın. Gecelerde muhabbet ve şevki artıracak amellerde bulunmakta beis yoktur. Sohbet edip geçen ayı hakkıyla değerlendiremediğine üzülene ne mutlu.

Molla Abdullah nefy-u isbata devam etsin. Rabbin dışında her şeyin yok olduğunu düşünerek yapsın. Şunu da bilsin: Gördüğünü zannettiği şeyler esasında perdedir. Bu perdeler ve örtüler üzere takılıp kalmasın, Zat'a yönetsin. Çünkü Allah Teala perdenin arkasının da arkasındadır. Ruh ise bu perdelerin aşılmasında son derece mesrur olur.

Molla Reşîd'e gelince; letaiflere devam etsin. Her yüz virdin başında üçkez "îlâhi ente maksudî ve rı- dâke matlûbî" desin. Başına gelen ölüm musibetiyle kalbi depreşince -ki cezbe ehlinin yanlış düşüncelerden uzak durması gerekir- "Allahtan geldik ve yine ona döneceğiz" (Bakara,156) dedikten sonra şöyle desin: "Allahım! Esas hayat ahiret hayatıdır," (isra,44)

Allah onun kerimesini mağfiret etsin ve Gavs-ı Azam'ın zümresi içinde haşretsin. Vefatın, onun için dünya hapsinden kurtuluş olmasını, kazandığı ecirden eşini ve bizleri mahrum kılmamasını yüce Allah'tan dilerim. Allah'ın (c.c) onu ve bizleri affetmesini, bizleri, akrabasını, kocasını ve ebeveynini ondan ayrılma elemi sebebiyle sevaba gark etmesini, hanımın geriye bıraktığı yetimlerini Nebi'nin hürmetine güzel yetiştirmesini Rabbim Allah'tan niyaz ediyorum. Sa- latın ve selamın en üstünü efendimize, aline ve ashabının tamamına olsun.

Gavs-ı Azam'ın kapısının hizmetçisi olan ailemiz de virdlerini yirmibeşbinden aşağı düşürmesinler, hergün bir cüz Kur'an okusunlar ve bir o kadar da rabıta yapsınlar. Ailemiz efradından ve başkalarından böyle yapanlar saliklerden sayılırlar. Onlar sülük yoluna girmeye niyetlensinler. Bu kapıda hizmet e- denler kendi ailesine hizmet ediyor da olsa hizmetlerini üstadın emriyle yapsınlar ki yaptıkları taatın yanında bu da hizmet olmuş olsun. Nitekim Hoca Ahrar hazretleri (k.s) şöyle buyurmuştur: "Mümin Cuma'ya ve cemaata gittiği müddetçe, on cüzün (sevabın) dokuzu hizmete, biri de taattadır."

Ahmat Ağa'nın mektubu bize ulaştı. Bizlere muhabbet ve sürûrlarını yazdırmış. Böylece kendilerini bizlere hatırlatmış oldu. Üstadımızı da istimdat edip tahayyül etsin, inşaallah kendilerine meded edecektir.

Zaman Han'ın arkasından bir kişi gönderdim, fakat gönderdiğim kişi ona yetişemedi ve geri döndü. Ahmed Ağa'ya, Zaman Han'a, Nuri Ağa'ya, Bedir Ağa'ya, Osman Ağa'ya, İbrahim'e, Haydar'a ve kardeşlerine, çocuklarına, etbalarına selam ederim. Beni ve sizleri mağfiret etmesi için Allah'a dua talep etmenizi istirham ediyorum. Amin. Allahım! Boyunlarımızı cehennem ateşinden koru, veli kulun Gavs-ı Azam'la buluşturarak bizleri rızıklandır. Rasûlün ve bu mübarek ayın hürmetine dünyayı gözümüzde tamamen değersiz kıl.