Tüm müridlerine göndermiştir.

Mektubunda mer- kadini ziyaret ettikleri Üstad Gavs-ı Azam Seyyid Sıb- ğatullah Hazretlerinin, evladının, etbaının ve hizmetçilerinin kendilerine olan ikramlarını ve diğer hususları müjdelemektedir. Allah onun makamını ali etsin.

O'nun adıyla. "Yerdekiler ve göktekiler, herşey O'nu teşbih eder." (isra, 44) Ve herşey Nebiye ve a- line salatu selam eder. İmdi; Dostlar! Sizlere müjde olsun. Bu hizmetkar ve beraberindeki dostları attıkları her adımdan sonra bu dergahın cezbesinden ötürü muhabbetleri ve iştiyakları arttı. Bitlis'e vardıklarında Gavs-ı Azam'ın dostlarıyla, onların imamı Molla Hü-seyin el-Kelîbî ile muhabbet ettiler. Bu dostluk neti-cesinde bu dergahın hayvanatının bastığı toprağı öpmeye olan iştiyakları arttı. Cezbeden kaynaklanan aşırı muhabbetle Kodedan köyünü ziyaret ettiler. Karşılaşmaya olan iştiyakları iyice arttı. Uzun zamandan beridir görüşemediklerinden dolayı yanan yürekleri göz yaşlarının akmasına neden oldu. Oradaki boş evler bu hasreti ifade ediyordu. Gayda köyüne geldiklerinde Gavs-ı Azam'ın temiz merka- dinin kub-besi gözlerine göründü. Rabbim kuşaklar boyu, onun evladı iyaliyle buradaki nisbeti kıyamete kadar artırsın. Amin.

El-Puhti eş-Şeyh Abdurrahman el-Buhtî ve sevgili kardeş el-Buzurkî Seyyid Abdurrahim el-Birûkî'ye vardıktan sonra medfun olanlarla tevessül ederek merkad-ı şerifin ziyaretine yöneldiler. Gözlerini açtık- 'ar|nda kendilerini kadehler dolusu ilâhi şarap içenler 9'bi hissettiler. Onun manevi nazarları altında mağ- iret isteme yeri olan dergaha vardılar. Oraya geldiklerinde hizmetkarlar onların kusurlarını hiç görmeden, kerem ve af ile onları karşıladılar. Hoş geldiniz deyip buyur ettiler. Uzun zamandır sizleri bekliyorduk dediler. Hizmetkarların ikramı bu olursa, sadatın ikramını sen hesap et. Ancak burada gördüğümüz bir hal var ki, o da insanların hilm ve tabiat olarak en üstünlerinden birinin de Seyyid Hasan olduğudur.

Bu hizmetkarın fakihlerinden birisi de Molla İsa köyünde okumak için gitti. Kehniyâmîran'dan Hûrûs'a kadar beraberinde dinin kapısı olan mezkur Seyyid de gitti ve bu fakihin köyde yemeğini temin etmelerini istirham etti. Seyyid Nur Muhammed'in arkasından birini göndermek için de çok acele etti. Bu hizmetkarın sofilerinin sözüne göre bu zat mecnun gibi kendini hakka adamış bir insanmış. Sofiler bu dergaha her yönden teşekkürlerini sunduktan sonra, bu hiz-metkar buradakilerin Gavs-ı Azam'ın kapısının kölelerinin bu kalabalık bakışlarına razı olmayıp et- raftakilerin problem çıkarmasından korktular.

Nimetlerine denk ve nimetin artışına münasip şekilde hamdımız Allah'adır. Allah'ım! Senin yüce zatına uygun şekilde hamdim sanadır. Sana senayı hakkıyla ifa edemem. Sen kendini övdüğün gibisin. Allah'ın selamı sizlere ve Şeriat-ı Mustafa'ya tabi olanlara olsun. Salat-u selamın en kamili ona, aline, ashabına, tüm nebiler ve rasüllere ve de onların ashablarına olsun. 6-Zilhicce-1297