Page 9 - Gülden Bülbüllere Tasarruf - Abdurrahim Reyhan Erzincanî
P. 9
8 Ruhumuz Beraber
BAŞLARKEN
Cenab-ı Hakk “Biz velilerimizi yeşil kubbemizin altında gizle-
dik. Onları bizden başka kimse bilmez.” buyuruyor. Demek ki Ce-
nab-ı Hakk bu insanlar içerisinde velilerini, yani iyi insanları gizle-
miştir. Bir veli olmak, gönül sahibi olmaktır ve bir âleme mukabil-
dir. Varis-i enbiya olan velilerde de manevî bir güzellik vardır. Bu
gizli olan güzelliği arayıp bulmak gerekir. Allah’ın kuluna en büyük
ihsanı bir velisini sevdirmesi, tanıtmasıdır.
Evliyaullah müridini tasarrufu ile yetiştirmektedir. Bilinmeyen o
gizli hazineyi önce tanıtmakta, sonra yaklaştırmakta ve ehlini de o
hazineye dâhil etmekte, yani insanları iradesinden kurtarmaktadır.
Ehl-i tasarruf budur zaten. Önemli olan tasarruftur.
Bir de keramet vardır. Keramet insanların gözü ile gördükleri
şeydir. Beşerin gücü ile yapamadıklarını evliyaullah kerameti ile
yapmaktadır.
Sözlükte “iyi, ahlaklı ve cömert olmak” anlamına gelen keramet
kelimesi terim olarak “Allah’ın salih, takva sahibi, veli kullarından
zuhur eden olağanüstü hâl” diye tanımlanır. “Bir yetkiye dayanarak
iş yapmak” anlamındaki tasarruf kelimesi de tasavvufta genellikle
kerametle eş anlamda kullanılmıştır.
Keramet tıpkı mucize gibi tabiat kanunlarıyla açıklanamayan
olağanüstü ve sıra dışı bir olay olup mahiyeti itibariyle mucizeden
farklı değildir. Bunların aralarındaki fark meydana geliş şekliyle il-
gilidir. Mucize Peygamberlerden, keramet ise tam olarak onlara
bağlı olan velilerden zuhur eder. Ancak peygamberler peygamber-
liklerini iddia ederler ve bunu isbat için mucize gösterirler. Göster-
dikleri mucize ile inanmayanlara meydan okurlar. Peygamberleri ör-
nek alan veliler ise velilik iddiasında bulunmadıkları gibi kimseye
meydan da okumazlar. Birisinde mucizenin izharı, diğerinde kera-
metin zuhuru söz konusudur.