"Sevdim seni seydayı cihan hayr ve şerde"

 31.5.1991

 İnsanların çoğalması için Hz. Adem'le Havva'ya Allah'tan emir geliyor. Her sene çift çocuk doğuruyorlar. Bunlardan birisi oğlan, birisi kız oluyor. Bir sene önceki doğanlarla, bir sene sonraki evleniyor. Meselâ: Bu sene bir oğlan bir kız doğmuş. Bunlar becayiş olarak evleniyorlar. Bu sene doğan kız, gelecek sene doğan oğlanla, bu sene doğan oğlan gelecek sene doğacak kızla evleniyorlar. İşte kitaplara inanmak bu. Hz. Adem'e inmiş olan suhufta bildirilmiş olan bu emirlere. Bunlar nasıl evlenebilirler diye kabul etmemek küfürdür. Onlar Allah'ın emrini işlediler. Hak'tır.

Her Nebinin dini kitabı kendi zamanında idi. İdris Aleyhisselama gelen on suhuf da Şit Aleyhisselama gelen elli suhufun hükmünü kaldırdı. O da Allah'ın emri. Hz. İbrahim'e gelen suhuf da onunkini değiştirdi. Devam etti. Tâ kitap gelinceye kadar. Musa'ya Tevrat indi. Zebur Davud Aleyhisselam'a indi. İsa'ya İncil geliyor. Peygamber Efendimize de Kur'ân iniyor. Allah'ın kanunları değişiyor. Yani Allah kanunları değiştiriyor. Ona diyor sen şöyle şöyle yap. Ötekine diyor sen şöyle şöyle yap. Bunların bizim için önemi nedir? İşte Allah'a inanmak. Kitaplara inanmak. Peygambere inanmak. Meleklere inanmak. "Vebil kaderi hayrihi ve şerrihi" fermanına inanmak. Öldükten sonra dirilmeye inanmak. Bunların birisine inanmazsa imanı tam olmuyor. Bir de bunların tatbikatı var:

Mürakabe. Muvazene. Müşahede.

Mürakabe: Bizim için râbıtadır. Râbıta bizim için çok önemlidir. Bizim hakkımızda hayırlı olmayan şeyleri unuttururlar. Hayırlı olan şeyleri de bildirirler.

Muvazene: Fiiliyatinde düzen sahibi olmalı, düşünerek hareket etmeli.

Müşahede: İnançtır. Müptedide gayba inanma, müntehide görme anlamına gelir.