MENKIBELER-2

Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri Melik Şerif Köyü'ne gider. Köyde gezerken yeni bir konağın yapıldığını görür ve yanındakilere; "Burayı yaptıran kimdir?" diye sorar.

Yanındakiler "Hacı Niyazi Efendi'dir" diye cevap verirler. Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri; bu zatın dergâhlarına gelip gelmediğini sorar. Bunun üzerine ihvanları:

Bu zat dergâhımıza gelmediği gibi, Allah ve peygamber varken şeyhe ne gerek var?" diyor.
Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri yapılan konağın içine girer. Konağı yaptıran Hacı Niyazi Efendi de o sırada konağın içinde bir şeyler yapıyor.

Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri selâm verir. Hacı Niyazi selâmı alır. Fakat hiç ilgilenmeden işini yapmaya devam eder. Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri buradan ayrılır. Köyün meydanına doğru ilerlerken Hacı Niyazi Efendi koşarak yanıma gelir. Namaz vakti gelmiş olduğundan birlikte camide namaz kılarlar. Cami çıkışında Hacı Niyazi Efendinin kendisi için yaptırmakta olduğu konağı ve bahçeyi Piri Sâmî (k.s) Hazretleri'nin vakfına vakfeder.
Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri yaz aylarında gelip bu konakta kalmıştır.

* * *

Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri bir kış günü Refahiye'ye gidiyor. Kar çok olduğundan dolayı köyler arası kızakla gidilip gelinmektedir. O dönemde Gazören köyünden Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri dönerken bir ilerisinde bulunan Kelir Köylüleri yolda bekleyerek Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri'nin bindiği kızağı alıp yerine başka bir kızak veriyorlar. Piri Sâmî (k.s.) Hazretleri verilen yeni kızakla yola devam ediyor.


Köy halkı Piri Sâmî (k.s.) Hazretlerinin bindiği kızağın kendilerini hastalıklardan koruduğunu görürler. Hastalık olduğu an kızağı çıkarıp köyün etrafında daireler çizerek döndürüyorlar ve o hastalık veya felâket def oluyor.

1939 Depremine kadar bu köyde mevcut olan kızak bazı köy halkı tarafından kırıldığı ifade edilse de kızağın köylülerin elinden alınması endişesi ile saklandığı da söylentiler arasındadır.

* * *

Salih Baba, günlerden bir gün dükkânında oturuyorken, Erzincan'ın tanınmış ulema ve meşayıhından Kırtıloğlu Tekkesi Şeyhi, Piri Sâmî (k.s.) Efendi çıkagelir. Salih hemen yerinden fırlayarak, Efendi Hazretlerine yer gösterir.
Şeyh Efendi oturduktan sonra bir süre sohbete dalarlar. Kalkacağı sırada tezgâhta bulunan ham demirden birini eline alarak; "Evlâdım Salih! Şundan bizim tekkeye bir bıçak yap" der.

Salih usta, bin bir sıkıntı ile bu demirden bıçak olmayacağım hürmetle ifade eder. Sâmî Efendi, Salih'in bu itirazı karşısında; "Evlâdım! Siz yapınız, o olur" diye ilâve ederek, dükkânı terk eder gider. Salih usta ocağı yakar. Demiri ateşe sürer ve dövmeye başlar, bir de ne görsün; ham demir çelikten daha güzel olmuş. Olay Salih'i can evinden vurmuştur. Artık Salih bir sevdanın başlangıcındadır. Artık zaman kaybetmenin bir anlamı kalmamıştır. Dükkânı, tezgâhı bırakarak doğru Kırtıloğlu Tekkesine koşar. Piri Sâmî (k.s.) Hazretlerine intisab eder.