Page 18 - Gülden Bülbüllere 4 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 18
Tasavvuf Sohbetleri 4 15
Peygamber efendimiz de öyle:
“İki günü müsavi olan da zarardadır”.
Buyuruyor. Her gün çoğalttık, her gün çoğalttık sonra ne olur? On
senemizde dolar. On senede 24 saatini tıkandırır bir insan. Daha ne
yapacaksınız, daha ne yapacaksınız ki bu saatlerde zarardan kurtarsın?
Ama yalnız Allah’a olan sevginin nihayeti yok, Allah’a olan kurbiye-
tin nihayeti yok, Allah’a karşı olan havfin nihayeti yok.
Allah’a kurbiyet: yaklaşmak.
Allah’a karşı olan ayıklığın nihayeti yok.
Bunlar işte demek ki:
Himmet-i evliyâ bize yâr iken
Şâh-ı Nakşibendî ser-hünkâr iken
Seyyid Tâhâ, Sıbgatullah var iken
“Gâbe gavseyn”e dek seyrânımız var
Zaten böyle, bütün tarikatların içerisinde, en yüksek makamları, en
yüksek mevkileri, en yüksek rütbeleri Nakşibendî tarikatında almışlar,
takmışlar.
Diğer tarikatlarda o yüksek makamlara ulaşamamışlar.
Bütün Türkiye’yi araştırdığın zaman, Nakşibendî silsilesinden gelip
geçen meşayıhların hepsi kutup-gavsdır.
Ekserisi Kutup-gavs geçmektedir.
Ama bak her asırda kutup da bir tane oluyor, gavs da bir tane
oluyor.
Tebliğ memuru var, irşat memuru var, gavs var, kutup var.
Nerede?
Meşayihların, velilerin içerisinde.
Nasıl ki mesela, zahirde, millet içerisinden parlamento seçiliyor, ge-
liyor meclise değil mi?