37 Bizim bu âlem-i mülk içre bir devrânımız vardır Açılmış râh-ı Sıddık'dan büyük meydânımız vardır Ezelden âşıkız aşkın belâsın inkıyâd ettik Ki biz abdâl-ı aşkız derd gibi dermanımız vardır Acâib andelîbiz kim bizim hiç goncamız solmaz Hümâ-yı kuds-i lâhûtuz beka gülşanımız vardır Bizi isyan ile meşhûn sanar bu âlemin halkı Ki biz ârif-i a'râf iz bir özge sânımız vardır Şikâr almaklığa geldik şikâr olduk bu âlemde Anâsır bendine düşdük aceb seyrânımız vardır Bu kesrette şühûd-ı vahdetiz gafletdeyiz sanma Hümâ-yı asumanız ol kadar irfanımız vardır Cevahir kenzini bulduk olup hadim kapısında Ki elbette bizim ol hisseden ihsanımız vardır Tutup destim kabul etti beni Ol Hazret-i Şeyhim Bi-hamdillah Pîr-i Sâmîgibi sultânımız vardır Tarîkat rütbesin giydir hevâmız Hû'ya tahvîl et Kılalım seyr-i lillah sen gibi Lokmân'ımız vardır İlâhî sâye-i Sâmî*de derdim ihtitâm eyle Bağışla Sâlih'em pîrime çok noksanımız vardır |
Devrân = Dolaşma, gezinti. Rah-ı Sıddık = Hz. Ebubekir yolu. Inkıyad = Bağlanma, isteyerek yüklenme. Ebdâl-ı aşk = Aşk dervişi Andelip = Bülbül. Hüma-yı kuds-i lâhut = Mukaddes ve ilâhi âlemin devlet kuşu. Beka gülşanı = Ölmez, solmaz gül bahçesi. Meşhun = Dolu. Arif-iâraf = Yüksek irfan eh-li, Veli. Şikâr = Av. Anasır bendi = Toprak, su, hava, ateş bağı. Bu kesrette şühûd-ı vahdetiz gafletdeyiz sanma = Bu çeşitli yaratıklar içinde Yaradan'a şahidiz. Hümâ-yı âsûman = Gökyüzüne ait devlet kuşu, Anka. Cevahir kenzi = Mücevher hazinesi. Hadim = Hizmetçi. Dest = El. Hevâ'nm huya tahvili = Anasır zıddiyetinin kalkması, kötü ahlâkın ahlâkı hamidiye dönmesi. Seyr-i lillah = Allah'ın sıfatları ile sıfatlanma. Ihtitam = Sona erdirmek. |