89

Kudûmunla müşerref eyledin bu belde-i fakri (1)
Delîlim rehberim şahım penâhım sen safa geldin

Kusurum çok velâkin eylerem afvın ile fahrin
Senin sânındır afvetmek günâhım sen safa geldin

Kulübün ravza-i tevhîd musaffa ruhunuz tecrîd (2)
Nüfûsun ahmer-i kibrît a şahım sen safa geldin (3)

Yalınız nâ-tüvân cismim değil masum u kalb hasta (4)
Ki rûz u şeb budur zâr ile vâhım sen safa geldin

Nice mürd kalbleri enfâs-ı kudsin eyledi ihya (5)
Gönül şehrindeki hûrşîd ü mâhım sen safa geldin

Senin hasret firakından efendim Hazret-i Sâmî
Erişti göklere hem dûd-ı ahım sen safa geldin

Bilirem Salih'e ihsanı gör hadden tecâvüzdür
Bir abd-i âcizem rûy-ı siyahım sen safa geldin (6)
(1) = Gelişinle şereflendirdin bu fakirler şehrini.

Penâh = Sığınma, sağınacak yer, melce.

Fahr = Öğünme.

(2) = Kalbin Tevhid bahçesi gibi tertemiz ruhumuzda ayrılmıştır.

(3) = Varlığın bulunmaz kimya, şahım sefa geldin.

(4) = Yalnız vücudum güçsüz değil, günahsız kalbim de hasta.

Ruzu şeb = Gece ve gündüz

(5) = Mukaddes nefesin nice hasta kalpleri diriltti.

Hurşidü mâhım = Güneş ve ay'ım.

Hasret firâkın =Ayrılık hasretin.

Dûd u ahım = Yalvarmam, ahimin dumanı.

Hadden tecâvüz = Haddinden fazla

(6) = Bir aciz kulum, yüzüm kapkara, sen sefa geldin.