156


Sun ey sâkî hayât bahrinden âbı
Dağılsın gönlümün zulmet sehâbı

Helak olsun bu ahlâk-ı zemîme
Tulû'etsin hakîkat âfitâbı

Aradan mahv olup kalksın irâde
Mukadderden zuhur etsin cevâbı

Yürek yandı bu hicran âteşinden
Akıtır gözlerimden gör hûn-âbı

Şarâb-ı vahdetin hamrın dilersen
Yürek kanıdır âşıkın şarâbı

Şeriat ilmiyle ol âmil evvel
Güzelce ver suâl ile hisâbı

Ledünnî ilmini pirinden öğren
Budur âşıkların şahım kitabı

Akılsız teşneler bilmez giderler
Su sanıp çölde gördüğü serabı

Sanarlar kâmil insân bî-fehimler
Ki her gördükleri şeh ile şâbı

Söz ile mürşid-i kâmil bulunmaz
Şahan zan eyleme her bir gurâbı

Fenadan çek elin iste bekâyı
Bir el dönderemez iki dolabı

Tegannîyle namazı kıldıranın
Cemâ'atten eşed olur azabı

Def ile dünbelekle zikr edenler
Huda'dan eylemezler mi hicabı

Müeddeb ol eriş kalb-i selîme
Mukarreb ehfi ol terk et bu hâbı

Muhammed Şeyh-i Sâmî'dir pîrimiz
Hakîkat şehrinin miftâh-ı babı

Hayâlin gönlüne nakş etti Salih
Dağıldı nefs ü şeytânın hizâbı
Hayat bahrinden âbı = Hayat veren denizin suyu.

zulmet sehâbı = Karanlik bulutu.

Ahlâk-ı zemime = Kötü huylar.

Tulü' = Doğma, çıkma.

Mukadder = Yazılmış, kader

Hûn âbı = Kanlı gözyaşı.

Hamr = Şarap, içki.

Amil = Ameleden,yapan.

Teşne = Susamış.

Serap = Çölde su var gibi görüntüler,

Şeh ile şâb = Yaşlı ile genç.

Gurâb = Karga.

Tegannî = Şarkı söyler gibi.

Eşed = Şiddetli.

Müeddeb = Edepli.

Mukarreb ehfi ol terk et bu hâbı = Yakınlığa ulaşandan ol, bu uykuyu terket

Mukarreb = Yakın.

Hab = Uyku.

Miftâh-ı bâb = Kapının anahtarı.

Hizâb = Hizipler, cemaatlar.