157 Öttü cân bülbülü açıldı güller Hicran gitti şâd gelmeğe az kaldı Bağlandı perdeler kuruldu teller Kudüm ile saz gelmeğe az kaldı Cânân çatmış kaşlarını gözünü Bizden kesmiş selâmını sözünü Bir gün olur ben de çekmem nâzını Şitâ gitti yaz gelmeğe az kaldı Kaldır gül yüzünden nikâbı dilber İçir leblerinden şarâbı dilber Yandı ciğerimin kebabı dilber Cân bedenden vaz gelmeğe az kaldı Bizlere çektirir aşkın zarını Hoyrat vurmuş hayvasını nârını Al yanak üstünde gördüm hârını Hazân ermiş güz gelmeğe az kaldı Pîr-i Sâmî geldi açtı yolları Göründü Salih'e cânân illeri Tûtî kumru zabt eylemiş gölleri Ördek ile kaz gelmeğe az kaldı |
Hicran: Ayrılık, keder. Şâd = Sevinç. Şitâ = Kış. Nikâb = Örtü. Leb = Dudak. Vazgelme = Bırakma, terk. Hoyrat = Soğuk rüzgar, don. Hâr = Ben. Hazân = Sonbahar. Tûtî kumru = Konuşan papağan. |