Page 37 - Dosta Doğru Dergisi 3. Sayı
P. 37

eccüh Sohbeti                                 Abdurrahim REYHAN Hz.

yakın gitmişler, Allah’a vasıl olmuşlar, olmasa  görüyor, tamam üç. Dördüncü de
velî olamazlar.                                     Teslimiyet: Meşayihe teslim olmak, şudur ki

   Niye bunlarda bu havf var ki? Neden bun-      evet İbrahim Aleyhisselam:
larda bu havf oluyor ki? Havf makamı açılmış        —Beni rabbim yedirir, rabbim yatırır, rab-
onun için. Onlarda o zaman demek ki yüz bin
tane müridin havfi bir gelse bir Evliyaullah’ın  bim içirir, rabbim konuşturur, rabbim yürütür.
havfiyle beraber olamaz. Ama bu havf ne on-         Allah’a öyle bir teslim olmuş. Allah onu ateş-
larda? Müritlerin havfi, senin benim havfimi
çekiyorlar. O havf kendilerinin değil, bütün     te yakmamış. Burada o peygamber, peygam-
müritlerinin havfidir.                           berlerle Allah’ın arasında zâhirde bir melek var.

   Onun için bizim tarikatımız askeriyedir.         Ama bizim zâhirde bir şeyimiz; bizim mele-
Hani bir yüzbaşı bölüğünden sorumlu, mesul.      ğimiz, vahiy edenimiz yok. Ama bize de bir va-
Bir binbaşı taburundan mesul. Bir tümen ko-      sıta lazım. Onu elde etmek için bir defa teslim
mutanı tümeninden mesul. Kolordu komutanı        olmak lazım.
böyle yükseldikçe rütbesi onun maiyeti çoğa-
lıyor. Büyüyünce hepsinden sorumlu olmuyor          Teslimiyet şuymuş: Mürit bir cenaze, hoca-
mu?                                              ya nasıl teslim oluyorsa, hoca efendi cenazeyi
                                                 gasil ettiği, yıkadığı zaman, o cenazede hiç ha-
   Evet, şimdi burada dört şahtan murat tari-    reket yok. Sağa çeviriyor, sola çeviriyor, sıcak
katta da muhabbet, ihlâs, adap, teslim.          döküyor, soğuk döküyor, hiç ses çıkarıyor mu?
                                                 Çıkarmıyor. İşte öyle teslim olması lazım. Ve-
   Muhabbet: meşayihe olan sevgi                 yahut da bir alet, kendisi bir alet, aleti kim ça-
   İhlâs: meşayihi büyük görmek                  lıştırıyor? Cansız bir alet, alette çok maharetler,
   Adap: Meşayihin zâhirini bâtınını bir bil-    hünerler var. Ama hüner o aleti yapanda, hü-
mek. Meşayih ne kadar ırakta olursa olsun onu    ner o aleti çalıştıranda, aleti çalıştıran olmazsa
ırakta görme. Ben onu göremiyorum, o beni        kendisi bir şey yapamaz.
dosta doğru 36 | Kasım 2013
   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42