Gülden Bülbüllere 2-11

Allah emeklerinizi zayi etmesin. Allah niyetinizi hâlis etsin. Allah niyetinizin neticesine ulaştırsın. Nasılsınız? İyisiniz. Afiyettesiniz İnşallah. Allah hepinize iyilik ve âfiyet ihsân etsin. Allah arzunuza ulaştırsın. Allah arzularınızda aldatmasın. Arzunuz Allah'ın rızası olsun. Bütün imanınızın, ibâdetinizin, amelinizin karşılığı Allah rızası olsun. Allah âkibetinizi hayır getirsin. Cenabı Hak ömrünüz boyunca bu muhabbetinizi muhafaza etsin. Rabbim artırsın, eksiltmesin. Muhabbet Allah sevgisi tabi. O bizi sevdi. Yarattı ki biz de onu sevelim. Tabii diledi, yarattı. Diledi demek isteği demek, isteği demek sevmesi demek. Onun için bütün bu varlıkları Cenabı Hak istedi yarattı, diledi yarattı. Peygamber Efendimizi muhabbetinden yarattı. Kâinatın Efendisi, dünya, âhiretin de iki cihanın Efendisidir. Bütün zâhirde, bâtında, bilinip görünenler; bilinmeyenler, görünmeyenleri Cenabı Hak kim için halketti? Habîbi için, O'nun hürmetine halketti. Cenabı Hak: "Habibim, seni halketmeseydim, bu varlıkları halketmeyecektim." buyuruyor. Bütün karada, denizde, havada olan canlıları onun için yarattı. Sadece insanları değil. Her zaman Mevlid-i Şerîf'te dinliyorsunuz.

Pes Muhammeddir bu varlığa sebep.

Sıdk ile A'nın rızasın kıl taleb

…..

Efendim, sultanım rûh-ı revânım

Ne mümkün ayrılmaz çıksa da canım

Alemde kainat düşmanım olsa.

Efendim diyor: Bir insan meşâyihini seve! seve! seve! Meşâyihinin rûhu da onun rûhu olur. Hani rûhlarda ayrılık, gayrilik yok ya.

Dönmezem bin kat öldürseler.

Benim bin tane canım olsa da bin defa öldürseler yine de seni terketmem, diyor. Yine de ayrılmam senden, diyor. Bütün bu millet sana düşman olsa ben senden ayrılmam. Bunların bir olmuşu var. Bir geçmişi var. Çok kitaplarda yazılmışı var.

Meşâyihlerden birisi rüyasında görmüş olduğu Rum kızına âşık oluyor. Diyor ki:

—Ben onu almaya gideceğim. Belki beni dinlerine davet ederlerse dinlerine de gireceğim. Siz de kendinize başka şeyh bulun. Serbestsiniz, diyor.

Hepsi bırakmışlar. Gitmişler. Bir tane mürid onunla kalmış. Diğerleri sormuşlar:

—Sen niye gelmiyorsun?  O da demiş ki:

—Ben ayrılmam şeyhimden. O hangi dine girerse ben de ona girerim. O nereye giderse ben de giderim, demiş.

Neyse gelmişler o Rum iline. Kızlarını istemiş. Onlar demiş ki:

— Sen Muhammedîsin. Dinimize girecek misin?

— Gireceğim.

Dinlerine girmiş. Haç takmış, domuz eti yemiş. Domuzları gütmüş. Bunu denemek için yedi sene takip etmişler; acaba tamamıyle döndü mü diye. Ancak yedi sene sonra kızlarını veriyorlar. Kızı aldıktan sonra o da Müslüman oluyor. Bu arada kendisi ile beraber giden, o bir tek müridi şeyhi uyurken âşikâr olarak görüyor ki şeyhinin ağzından bir kara kuş giriyor. Beyaz kuş çıkıyor. Ama şeyhini yine terk etmiyor. O Rumlara hizmet ederken, o bir tek müridi de şeyhine yedi sene hizmet ediyor. Yedi seneden sonra Rum kızını alıyor. O müridi yine görüyor ki: Şeyhi uyurken bu defa ağzından o kara kuş çıkıyor. Beyaz kuş giriyor. Fakat bu defa çok terakki ediyor. Yani daha evvelki terakkisinden yüz misli daha terakki ediyor. Niçin terakki ediyor? O geçirdiği yedi yılı gözünün önüne alıyor. Ağlıyor, ağlıyor. Gözünden günahı silememiş. O da onu yükseltmiş terakki ettirmiş. Allah'a yalvarmış. İşte böyle efendiler. Bu zamanda bize böyle bir nimet vermiş. Allah'a çok şükür. Mukayese için değil. Bugün meşâyihi olmayanların en âlimi bile, meşâyihi olanların en câhili kadar olamaz. Buna inanmak lazım.

Adamın bir tanesi bir müride soruyor?

— Şeyhini mi çok seviyorsun? İmamı Azam'ı mı?

— Mürid hiç çekinmeden şeyhimi çok seviyorum, diyor.

O zaman adam bir sürü hakaret ediyor. İmam-ı Azam'ı methediyor. Bu müridi suçluyor, mürid hiç sesini çıkarmıyor.

Tekrar karşılaşıyorlar. Bu adam gel diyor.

—Sana bir sürü hakaret ettim. Hiç karşılık vermedin. Bana hakkını helal et ama nasıl oluyor da İmam-ı Azam'ı bu şekilde düşünüyorsun. İmam-ı Azam İslamın nuru. Bütün İslâm âlemi için büyük bir kimsedir. Dünya üzerinde sevilen bir kimsedir. Bir mezhep reisidir, diyor. Sen şeyhini sevebilirsin. O sevgi sana aittir diyor. Bu derece direnmende senin delilin nedir? Mürid diyor ki:

—Ben kırk senedir İmam-ı Azam'ın mezhebi üzerine amel işliyordum. Hiçbir kötü ahlâkımdan geçemedim. Kırk gün oldu şeyhime hizmet edeli hepsini terk ettim. Onun için şeyhimi çok seviyorum, demiş. 

Cenabı Allah yüz yirmi dört bin Peygamber göndermiş. Bunlardan sadece sekiz tanesine kitap indirmiştir. Diğer Peygamberler Allah'ın emirlerini kullarına ilham yoluyla bildirmişlerdir. İşte ledünni ilmi budur. Velilere kitap indirilmemiştir. Fakat onlar da Allah'ın emirlerini ilham yoluyla bildirirler. Veliler dilleri ile konuşmaz, Onların kalpleri konuşur.