Gülden Bülbüllere Teveccüh Sohbetleri-10

Nefs-i emmarenin bilinmez fendi

Gönül şehri bahr-i Nil olmayınca

Burada, gönül şehri bahr-i Nil’den mana:

Bahr demek deniz demektir. Deniz demek:

Allah aşkı bir kulda tecelli ediyorsa onun gönlü denizdir ve onun gönlü bir Nil nehri gibidir.

Nil nehrinden mana da Allah sevgisidir. Allah’ın feyzi, Nil nehri gibi onun gönlüne geliyor, doluyor. Nil nehrinin toplanmasıyla ne olmuş?

Onun gönlü bir bahr/deniz olmuş. Onun için,

Bu aşk bir bahr-i Ummandır

Buna hadd ü kenar olmaz

Neymiş bahr-i Umman? Bahr-i Umman denizi var.

Bu aşk bir Bahr-i ummandır

Buna hadd ü kenar olmaz

Aşk, Allah sevgisidir. Nerede olur?

Kalplerde olur, Allah sevgisi insanların kalbinde olur.

Demek, Allah sevgisi olan bir kalp, bahr-i Umman deniziymiş.

Bu aşk bir bahr-i Ummandır

Buna hadd ü kenar olmaz

Delilim sırrı Kur'an’dır

Bunu bilende âr olmaz

….

İşte tarikatı da insanlar tarikattaki dört esasla yaşar: Muhabbet, İhlâs, Adap, Teslim.

Muhabbet, meşayihi çok sevmek.

Mademki bu tarikata inandık, geldik, girdik. Bunu bilmek lazım ve yaşamak lazım. Zaten kelamda,

Sermaye bu yolda heman

Bu yol Allah yoludur tabii. Ama bu yolun sermayesi neymiş?

Sermaye bu yolda heman,

Teslim olup şeyhe inan,

Sıdk ile Allah’a dayan,

Gör olmaz mı ihsan sana

Evet, muhabbet meşayihi çok sevmektir. Çünkü Allah için seviyorsun.

Hak ile sevdiğimin var mı vebali

Diye kelamı kibar var.

Hak ile sevdiğimin var mı vebali

Allah için sevilen hiçbir şeyde vebal olmaz.

Meşayihi çok sevmek…

Seversin, seversin, seversin. Ne zaman ki canından da fazla seversen, o zaman muhakkak ki fenafişşeyh oldun sen. O zaman vasıtayı buldun sen, Allah’a giden vasıtayı buldun sen.

Allah’a biz vasıtasız gidemeyiz. Cenabı Hak “İleyhil vesilete” buyuruyor. Bir vesile arayın kendinize.

Ama bu vesile nedir, nerededir, kimdir? Bu, ayette buyrulmuş, hadiste buyrulmuş, kelamı kibarda buyrulmuş. Ayette buyrulmuş ki: “Allah’ın ipine sarılın.” “Beni sevin, sevdiklerimi sevin.”

Kelamı kibarda da buyrulmuş ki,

Uyan gaflet meyinden kalk bu derdin çâresine bak

Kemendi boğazına tak ara bul kâmil insânı

Kement demek bağ demektir. Cenabı Hak da “Allah’ın ipine sarılın.” diyor. Ama zâhirde bir ip olmadığına göre bu ip nedir? Cenabı Hak bir başka ayette “Ve kûnû maassadıkîn” Sadıklarımla olun, buyuruyor. Allah için birbirinizi sevin, buyuruyor. Efendim, ondan sonra “Beni sevin, sevdiklerimi sevin.” buyuruyor. Bunlar nedir? Bunlar hep birbirlerini açıklıyor.

Çünkü rumuzlu ayetler hadislerle açıklanıyor. Rumuzlu hadisler de kelamı kibarlarla açıklanıyor. Burada da işte, kelamı kibarda da,

Uyan gaflet meyinden kalk bu derdin çâresine bak

Kemendi boğazına tak...

Tarihler boyunca Allah bilir sayısını bu kadar tarikatlar var. “Allah’a giden yolların adedi mahlûkatın nefesinin adedince.” Bunların hiçbirinde görülmemiştir ki bir mürit zâhirde boynuna bir kement, bağ takmış da meşayihinin kapısına veya kendisine bu bağla bağlamış. Görülmüş müdür?

Bu bağ da bu kement de meşayihe olan bir sevgidir.

Demek ki meşayihi olmayan, tarikatı olmayan gafildir. Gafil ise uykudadır.

Allah’a şükür, Elhamdülillah, çok şükür, bin şükür, nihayetsiz şükürler olsun. Bu zamanda Cenabı Hak bize ne gibi iltifatlarda, ne büyük ihsanlarda bulunmuş. Ne büyük nimetler ihsan etmiş.