Evvelâ derdi kazanıp sonra gel derman ara Bahr-ı aşkı nûş ediben âbı yok umman ara Bu beşer nefsin elinden kurtaramazsın özün Bir velînin gönlüne gir mekteb-i irfan ara "Men aref" sırrına vâkıf olmak istersen eğer "Külli şey'in hâlikun" de nefha-i Rahman ara Kîl ü kâl ile geçirme ömrüne ey müddeî Nutk-ı Ahmed'den zuhur-ı Hazret-i Kur'ân ara Evvelâ kıl hâne-i dilde gazâ-yı ekberi Pâk edip beyti sanemden Hızrı veş mihmân ara Hem büyük put benliğindir kesemezsin başını Pîre teslîm et özün bir mürşidi bürhân ara Derdi olmayan tabîb dükkânına basmaz kadem Hasret-i hicrana yanıp Hazret-i Lokman ara Gir Tarîk-i Nakşibend'e cân u dilden hadim ol Pîr-i Sâmî Hazreti'nden haddi yok ihsan ara Dest-i kudret destini bil nûr-ı Ahmed zâtını Sıdk ile sâlik oluben arşa dek seyrân ara Hep ledünnîdir kelâmı vâris-i Ahmed'dir Ol Cebhesinde gör cemâli Yûsuf-ı Kenan ara Söyleyen Sâlih'dir amma söyleten Sâmi'durur Bulmak istersen birader böyle bir sultân ara |
Evvelâ derdi kazanıp sonra gel derman ara = Aşk denizini içip suyu olmayan deniz ara. Nuş etmek = İçmek. Bahr-i aşk = Aşk denizi. Âb = Su. Umman = Deniz, okyanus. "Men aref sırrı = "Nefsini bilen Rabb'ısını bilir" hadisindeki sır, hikmet Vâkıf olmak = Bilmek. "Külli şey'in hâlikun" de nefha-i Rahman ara = "Her şey yok olucudur" da Allah'ın nefesini ara. Kil û kâl = Dedikodu. Müddet = İddia eden. Nutk = Sohbet Evvelâ kıl hâne-i dilde gazâ-yı ekberi = Evvelâ gönül evinde büyük cihadı işle. Pâk etmek = Temizlemek, arındırmak. Beyt = Ev, kalb, gönül. Sanem = Put Hızir-veş = Hızır gibi. Mihmân = Misafir. Bürhân = Delil, belge. Kadem = Ayak. Hasret-i hicran = Ayrılıkhasreti. Cân u dil = İçten ve gönülden. Hadim = Hizmet edici, hizmetçi. Hadd = Sınır, uç. Dest-i kudret = Kudreteli. Sâlik = Yola giren. Arş = Gökyüzü, dokuzuncu gök. Ledün-Ledünnî = Allah vergisi olan ilim. Varis = Mirasçı. Cebhe = Yüz, alın. Cemâl = Yüz güzelliği. Yusuf-ı Kenan = Güzellik ülkesinin sultanı. (Hz. Yusuf aleyhisselam) |