22 Derûnun derdini her yerde açma Sabr eyle bu yolda olmagıl ilhâh Gizle esrarını meydâna saçma Her yerde açılıp olma sen şerrâh Râh-ı müstakimi bırakma elden Evradı ezkârı terk etme dilden Sıdk ile kulluk et cân u gönülden Çok feth-i bâb eyler Ol Ganî Fettâh Bir tabîb-i hazık Lokmana yürü Cân u ten derdine dermana yürü Pîr-i Sâmî gibi sultâna yürü O'dur kalbimizi eyleyen ıslâh Eğnime giymişem gam libâsını Murg-veş beklerem ten yuvasını Şalih'em çekerem aşk belâsını Âhir bu derd beni eylemez iflah |
Derûn = İç, sır, gizli. ilhâh = Kabul için direnme, zorlama. Esrar = Sırlar. Şerrâh = Şerh eden, herşeyi söyleyen. Râh-ı müstakim = Doğru yol, şeriat Evrâd = Vird, her gün yapılan ders. Ezkâr = Zikirler. Sıdk = Doğruluk, sadakat. Feth-i bâb = Maneviyat kapısının açılması. Gani, Fettâh = Allah'ın isimleri (Zengin ve iyilik kapılarını açan). Tabîb-i hazık = İşinin ehli doktor. Lokman = Lokman Hekim (Mürşid). Cân üten = Ruh ve beden. Sultân = Padişah, hükümdar. Eğnime = Sırtıma, üstüme. Libâs = Elbise. Murgu-veş = Kuş gibi. Âhir = Son, sonraki, sonunda. |