23 Cihan bağında gülşandır meşâyih O gülşan içre hûbândır meşâyih Bular ilm-i ledün serverleridir Gürûh-ı ehl-i irfandır meşâyih Şerîat âlimi hem âmilidir Kamusu kâmil insandır meşâyih Bular hep enbiyâ vârisleridir Ulûmu keşf-i Kur'ân'dır meşâyih Bulardır fâtih-i sırr-ı velayet Derûnu bahr u ummandır meşâyih Bular râh-ı Muhammed'le giderler Kelâmı cümle burhandır meşâyih Hilafet tahtıgâhında oturup Kamusu gizli sultandır meşâyih Pîrimizdir Muhammed Şeyh-i Sâmî Cemâli nûr-ı îmândır meşâyih Kapısına gelenler olur irşâd Tabîb-i aynı Lokmândır meşâyih Gönüller âlemine hükm ederler Acâib rûh-ı sultândır meşâyih Firakından bu Salih eyler âhı Ziyâr-ı azm-i pîrândır meşâyih |
Meşâyih = Şeyhler, Mürşidler. Gülşan (Gülsen) = Gül bahçesi. Hûbân = Çok güzel, sevgili. llm-i ledün = İlâhi yakınlık ilimleri. Server = Baş, başkan, önder Güruh = Gurup, onlardan Âmil = İlmi ile amel eden, halis. Enbiya = Nebiler, peygamberler. Vâris = Mirasçı. Keşf = Bir işin olacağını önceden anlama, Allah tarafından ilham olunma. Ulûm = İlimler. Fâtih-i sırr-ı velayet = Velilik sırrının fâtihi. Derun: Içtaraf, kalb. Bahru umman: Deniz ve Okyanus. Râh-ı Muhammed = Resûlullah'ın yolu. Bürhân = Delil. Hilafet tahtıgâhında oturup = Hilafet Resûlullah'ın vekili olarak İslâmlığı koruma vazifesi, halifelik. Tahtgâh = Baş şehir, taht üstünde. Kamusu = Hepsi, tamamı. Cemâl = Yüz güzelliği. İrşâd = Doğru yolu gösterme Tabîb-i ayn Lokman = Lokman He-kim'in bir eşi, aynısı, benzeri. Firak = Ayrılık. Ziyâr = Ziyaret eden. |