43

Bu cihan bülbüllerinin gülleri tez hâr olur
Balına aldanma kim arısı anın mârolur

Arif isen olma ey dil zerre denli akla yâr
Şehveti dünyâ-peresttir taptığı dînâr olur

"Semme vechullâhi" sırrından haberdâr olanın
Kande baksa nâzın manzûru hep dîdâr olur

Evvel Âhir Bâtın u Zahir kamusu Ol durur
Vahdet ehli kande baksa gördüğü ol yâr olur

Sen sana gel işbu canın hâb-ı gafletten uyar
Nice bin Mansûru gör kim zülfüne berdâr olur

Pîr-i Sâmî Hazretine sıdk ile bîat eden
Keşf olur sırr-ı hakîkat mazhar-ı esrar olur

Cân eğercâhâna vâsıl olmaz ise Sâlih'â
Çekdiği sevdası anın bir vefasız kâr olur

Hâr = Diken, çerçöp.

Mâr = Yılan.

Dînâr = Altın, para.

Semme vechullâhi = "Allah'ın yüzü (nereye baksan onun yüzünü görürsün.)" (Bakara Sûresi; 115).

Nâzırı - Manzûru - Didâr = Gördüğü, baktığı, Allah'in yüzü olur.

Hab-ı gaflet = Gaflet uykusu.

Zülfüne berdar olmak = Zülfünün teline asılmak.

Biat etmek = Kabul etmek, el tutmak, bağlanmak.

Mazhar-ı esrar = Sırları açıklanır, meydana çıkar.