53 Bozuldu bağımız el çekti bâğbân Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Dağıldı keştimiz gark etti tûfân Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar Murg-ı cana haberciler erişdi Cân bülbülü yuvasından savuşdı Bütün azalarım yandı tutuşdı Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar Beden gitti anasına sarıldı Garîb bülbül gül dalından ayrıldı Bozuldu perdeler teller kırıldı Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar Cân hevâda ten turâbda çürüdü Dil sarayı temelinden kurudu Felek ayak ayak çarha yürüdü Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar Felek kırdı kanadımı kolumu Hoyrat vurdu ayağımı elimi Sonunda lal etti şîrin dilimi Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar Pîr-i Sâmî himmetleri böldürür Bir gün olur Salih'i de güldürür Tekbîr alır cenazemi kıldırır Bülbül ağlar bağban ağlar gül ağlar Begler ağlar sultân ağlar kul ağlar |
Bağban = Bahçıvan. Keşt = Gemi. Tufanın garketmesi = Suda boğulma Murg-ı can = Gönül kuşu. Felek = Gök, zaman, talih. Çarh = Çark, gök. Hoyrat = Kuzey rüzgârı, ayaz. Lâl etmek = Dilsiz gibi konuşama-mak. |