62 Melûl mahzun bu yerlerde Ne gezersin ili dervîş Kangı kâmilden öğrendin Bu erkânı yolu dervîş Şerîat râhına girip Marifet meyvesin derip Hakîkat güllerin görüp Lâl olubdurdili dervîş Bir meyden olmuştur mesti Sırtına giymiştir postu Arz eylemiş gider dostu Doğru canı dili dervîş Olardır meşreb-i safî Gezerler herbir etrafı Gönülden "nûn" ile "kâf" ı Okur canı dili dervîş Dervîş olan kaynar taşar Dalgalar geldikçe coşar Bilmem kangı dağdan aşar 0 Leylânın yolu dervîş Kulak verme çok tedbîre Boyun ver hükm-i takdîre Gelip gir ravza-i pîre Görem dersen gülü dervîş Pîrimiz Sâmî Sultândır Delîli peyk-i Rahmân'dır Mürebbî kâmil insandır Ben olmuşam kulu dervîş Salih bulmuştur Mevlâ'sın Kazanmıştır çok İhlasın Râzıyam bir kerre desin Bana pîrim "Deli Dervîş" |
Melûl mahzun = Bıkkın ve kederli. Erkân = Esaslar, kaideler. Râh = Yol. Lâl = Dilsiz, susmuş. Mest = Sarhoş. Meşreb-i sâfi = Temiz huy, tabiat Nün ile kâf = " Kün" emri (Yasta: 82). Kangı = Hangi. Peyk-i Rahman = Allah'ın habercisi. Mürebbi = Terbiye edici. |