70

Gel ey cân eyleme cânânı zayi"
Edersin gonca-i verdânı zayi'

Gül olmayan bağa bülbül gelir mi
Edersin ol güzel gülşanı zayi'

Senin aslın-durur sırr-ı "nefahtü"
Gel etme nefha-i Rahmân'ı zayi'

Geçip "lâ" perdesin "illâ"ya azm et
Gel etme cevher-i îmânı zayi'

Makâm-ı kudsî lâhûtun hümâsı
Sen etme mürtefi seyrânı zayi1

Ki sensin "Alleme'l-esmâ"ya mazhar
Gel etme bu kadar ihsanı zayi'

Olup bir kâmil inşâna mukârin
Gel etme sohbet-i merdânı zayi'

Olup dergâh-ı Sami'de müdavim
Gel etme nokta-i irfanı zayi1

Eğer Salih gibi battal olursan
Edersin himmet-i pîrânı zayi'
Zayi' = Kaybetme, yitirme.

Gonca-i verdân = Gül goncası.

Gülşan = Gül bahçesi.

"Nefahtü ...' = "Ruhumdan üfürdü-ğüm zaman...1 (Sad; 72)

Nefha-i Rahman = Rahman'in nefesi.

Cevher-i iman = İman cevheri.

Makam-ı kudsî = Mukaddes, yüce makam.

Lâhûtun hüması = İlâhî âlemin devlet kuşu.

Mürtefi seyrân = Yükselen, yükselip çıkan gidiş(seyir).

Mukârin = Yakın.

Sohbet-i Merdân = Şeyhin sohbeti.

Müdavim = Devamlı.

Battal = Boş, işlemez, tembel.

Himmet-i pirân = Şeyhlerin himmeti.