102

Bu kesret âlemin seyrân eyledim
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Gezdim çâr-kûşeyi devrân eyledim
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Sûret-i beşerde kaldım nikâbda (1)
Sebu'l-Mesânide ümmü'l-kitâbda
Bend oldu sefînem kaldı girdâbda (2)
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Bir zaman bekledim gülsen bağını
Göremedim andelîbin çağını
Cânân çekmiş gider yar otağını
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Ötmez cân bülbülü açılmaz güller
Bozuktur perdeler kırılmış teller
Gideceğim yâre bağlanmış yollar
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Kahraman olanlar hasmını basdı
Kemân-keş olanlar yayını asdı
Bilmem nedir bende feleğin kasdı
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Beni taşlamayın canım kardaşlar
Dokunur başıza attığız taşlar
Hazret-i Hak kendi bildiğin işler
Sabırdan bir büyük kâr bulamadım
Bir sözünde sâdık yâr bulamadım

Salih gibi vardır çok ehl-i diller
Pîr-i Sâmî bahçesinde bülbüller
Solmaz şükûfeler dikensiz güller
Hîç bir goncasında hâr bulamadım
Sâmî gibi sâdık yâr bulamadım
Çar-kûşe = Dört köşe.

(1) = İnsan şeklinde örtü içinde kaldım.

Seb'ul-Mesâni ve Ümmül Kitâb = Fatiha sûresi.

(2) = Gemim anaforda kaldı, battı

Kemân-keş = Ok atanlar.

Ehl-i dil = Gönül ehli

Şükufe = Çiçek bahçesi

Hâr = Diken