120 Pîrimden gönlüme doğdu muhabbet Hakîkat hâlin izhâr eylerem ben Zuhura geldi bir esrâr-ı hikmet Dilimden bunu iş'âr eylerem ben Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Ahad'den hem zuhura geldi Ahmed Muhabbetten yaratıldı Muhammed Terinden cümle âlem giydi hil'ât Kimi süflâ kimisi ehl-i iffet Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Ki "er-Rahmân ale'l-arşistevâ"dır (1) 0 ismin mazharı hem Mustafâ'dır Bunu bilen kamu ehl-i safadır Bu remzim ehl-i nâdâna hafâdır (2) Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Sıfât-ı Çâr-yârı kıldı mahrem Birinci Hazret-i Sıddîk-ı A'zam İkinci Âdil-i Fârûk-ı Ekrem Üçüncü zî-hayâ Zin-nûreyn efham Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Dahi dördüncüsü sâhib-sehâdır Velayet Haydarı Şîr-i Huda'dır Ki dâmâd-ı Muhammed Mustafâ'dır Dahi Âl-i şehîd-i Kerbelâ'dır Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Tarîkimiz Tarîk-ı Nakşibendî Kamu ehl-i tarîkin ser-bülendi Kolumuz Hâlidî'dir dil-pesendi Girenler hâb-ı gafletten uyandı Zuhuratı pîrimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Erişti Şeyh-i Abdullâhı nuru Seyid Tâhâ'da ol kıldı zuhuru Ana bîat eden buldu huzuru Terakkî eyleyip buldu sürûru Zuhuratı pirimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Emânet Sıbgatullâh'a dayandı Cemâli Hak boyasıyla boyandı Kabâil cümle gafletten uyandı Füyûzâtı Semerkand'e dayandı Zuhuratı pirimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Erişti Şeyh-i A'zam Pîr-i Tâgî Velayet şehrine kurdı otağı Müzeyyen eyledi sahrayı bağı Gönül şehrinde yandırdı çerâğı Zuhuratı pirimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Erişti Sâmî-yi devr-i zamane Safâ-bahş etti kalb-i arifane Nice bin mürde kalbler geldi câne Kılan bîat girer dârü'l-emâne Zuhuratı pirimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben Muhammed Şeyh-i Sami'dir Pirimiz Bilâdı şehr-i Erzincan yerimiz Bir ednâ Salihem Ol'dur şîrimiz Derinde kemterinin kemteriyiz Zuhuratı pirimden söylerem ben Bu yolda canı kurbân eylerem ben |
Eş'âr eylemek = Şiir söylemek. Ahad = Tek, teklik (Allah'in srfat). Hilât = Elbise. Süflâ = Zelil, aşağı, hakîr. Ehf-i iffet = Temiz, saf, üstün (1) = "Allah'ın Rahman ismi arşı kuşattı" (Tana; 5) Mazhar = Nail olan, şereflenen. Ehl-i safa = Huzur ehli. Hafi = Gizli. (2) = Bu işaret bilgisizlere gizlidir Efham = Çok şeref sahibi. Sâhib-seha = Cömert Şir-i Huda = Allah'ın Aslanı. Ser bülend = Başı, başkan. Dil-pesend = Gönlün beğendiği. Hâb-ı gaflet = Gaflet uykusu Kabâil = Büyük günah işleyenler, kabileler, boylar. Müzeyyen eylemek = Süslemek. Dârü'l-emân = Sıgınacakyer. Bilâd = Belde, şehir. Ednâ = Aşağı, bayağı. Der = Kapı. Kemter = Aciz. |