121 Gel canını terk eyle ki cânân doğa senden Hem kalbini pâk eyle ki irfan doğa senden Aldanma sakın sözlerine dîv-i recîmin Ver kuvvetini ruha ki vildân doğa senden Tevhîd topunu destine al "Hû"ya devam et Bir gün ola Haydar-sıfât arslan doğa senden Süfyânîlerin sözlerine eyle tahammül Sabr eyle gönül derdine derman doğa senden Ey murg-ı gönül âlem-i süflîde dolaşma Ulvîde olan ravza-i gülşan doğa senden Kibr ile hased eyleyüben olma muannid Ol asl-ı sehâ lutf ile ihsan doğa senden Dil şehrine gir mekteb-i irfana kadem bas Bul hâtemini hükm-i Süleyman doğa senden Cân vermede Cercis gibi ol derd ile Eyyûb Kati eylegör nefsini kurban doğa senden Yakûb oluben kûşe-i ihsanda karâr et Bir gün ola ki Yûsuf-ı Ken'ân doğa senden Tut dâmenini Hazret-i Sâmîgibi pîrin Ol rûh-ı Muhammed'deki seyrân doğa senden Salih seni terk eyleyip öz nefsini fehm et Zulmette yürü şems ile tâbân doğa senden |
Dîv-i recîm = Kovulmuş şeytan ve cin. Vildân = Veled-i kalb, kalbin uyanması. Dest = El. Süfyânî = Süfyân'e mensub, süfyânla ilgili. Murg-ı gönül = Gönül kuşu. Ravza-i Gülşan = Gül bah-çesi. Muânnid = İnatçı. Asl-i sehâ = Cömert asıllı. Dil şehri = Gönül şehri. Hâtem = Mühür. Cercis = Yüz defa öldürülüp, her seferindedirilen bir peygamber. Küşe-i ihsan = İhsan köşesi. Dâmen = Etek Fehm etmek = Anlamak. Şems = Güneş. Tâbân = Işıklı, parlak. |