131 Derman idegör derdime ey Hazret-i Sâmî Çekmeğe tabım dahi yok işbu elemi Dil şehrini baştan başa hep aldı harâmî Ey şîr-i Huda eyle kabul işbu recâmı Bir bende-i nâçîze gedâyem bu arada Hem lâl ü lebin teşnesiyiz sun bize camı (1) Âlemde bu cân derdine derman seni buldum Sen sarmayicak kim saracak işbu yaremi Sen bizlere mir'ât-ı Hudâsın bu arada Dil-teşnelerin sende durur vuslatı kâmı "İllâ"ya geçir koyma bizi menzil-i "lâ" da Hicran oduna yakma şahım eyle keremi Benlik bizi bend eyledi bir saht-ı kemende Ko erreyi başıma dağıt işbu yuvamı Ol Yûsuf-ı cananımı zindanda bırakma Ten Ya'kub'unun ref et gözünden bu gamamı Gasbetti sefînem benim emmâre-i nefsim Ol gamzelerin tîriyle kati et bu gulâmı Tahtındaki gencîne-i dîvârımı doğrult Ey Hızr-ı zamanım bu işe eyle devamı Gel eyle rehâ şirk-i hafîden ve celiden (2) Ref eyle gönülden çıkarıp hubb-ı sivâmı Derd ile belâ çekmede Eyyûb'u da geçtim Derman idegör derdime ey Hazret-i Sâmî Ten hasta bu cân hasta yürek yaralı Salih Bilmem ki nedir sevdiğimin bende meramı |
Ebrâr = Hayır sahipleri, iyiler. Eltaf-ı inayet = Yardım lûtfu. Zümre-i füccar = Facirler grubu, günahkârlar. Âlem-i devvar = Dünya. Irgürmek = Erdirmek, yetiştirmek. Âlem-i ağyar = Yabancılar, inanmayanlar. Ser = Baş. İkrar = Dil ile söyleme, bildirme. İzhar etmek = Açıklamak. Sure-i İsra = Miracı anlatan Sûre. Asar = Eserler. Rû'yet-i didâr = Sevgiyi görme (cemal tecellisi). Envar = Nurlar. Vuslatı dîdar = Rüyet, Cemalullah. |