139

Sebeb-i necatım Hazret-i Sâmî
Esîr-i nefs etme dünyâya bizi
Hercaî nefsimin çoktur sitemi
Salar günden güne gavgâya bizi

Hubb-ı Rüstem'imi bend et pâyine (1)
Fırsat verme bu emmâre hâine
Bu günkü ihsanı koyma yarine
Düşürme sultânım ferdaya bizi

Teveccüh olunca herbir ihvana
Mürde kalblerimiz gelirler cana
Murg-ı canlar başlar âh u figâna
Çıkar bu berzahdan bâlâya bizi

Senin himmetlerin bize yâr iken
Varidatın cümle gül-izâr iken
Şahım gibi Mevlanamız var iken
Bend etme bir gayrı Leylâ'ya bizi

Mâsivâdan ref eyleyip gönlimi
Cemâline müştak ettin aynimi (2)
Evlâd u lyâlden kesip meylimi
Düşürdün bir aceb sevdaya bizi

Ariflerin kıyameti dâimdir
Kulübü hep mâsivâdan sâimdir (3)
Biz gaflette isek pîrim kâimdir
Bırakmaz berzah-ı süflâya bizi

Kalmadı gönlümün sabrı ârâmı
Mürüvvet babından eyle keremi
Burda temîz eyle her bir davamı
Bırakma mahşer-i kübrâya bizi

Aşkına Hazret-i Pîr-i Tâg^nin
Reîs-i evliya dîn çerâğının
Hakîkat bahrinin çâr ırmağının (4)
Keştibân eyle o deryaya bizi

Al benliğimizi gitsin irâde
Arz eyle cemâlin irgür murâde
Vasıtamız sensin işbu arâde
Eriştir menzil-i â'lâya bizi

Kibrît-i ahmerdir şeyhin nefesi
Yakar dil şehrinde bırakmaz pası
Beraberdir Pîr-i Tâgî Mevlâsı
Dâim cezb ederler me'vâya bizi

Canım feda olsun Resûlullâh'a
Bizi kabul etti âlî dergâha
Emr eyledi şeyhim Muhammed Şâh'a
Çıkardı zulmetten bedrâya bizi

Pîr-i Tâgî ile hem Seyyid Tâhâ
Kabule sebebdir anlar bu râha
İltica edelim Sıbgatullâh'a
Kendi boyasıyla boyaya bizi

Bâis-i hayâtım Pîr-i Sâmîdir
Şetf-i usâtım Pîr-i Sami'dir
Dilimde evradım Pîr-i Sâmî'dir
O'dur cezb eyleyen buraya bizi

Sâlih'em sıdk ile girmişem yola
Andelîb olmuşam bir gonca güle
Hâlim arz edemem Allah'a bile
Belki kılmış derde sermâye bizi
Sebeb-i necat = Kurtuluş sebebi.

Esîr-i nefs = Nefsin esiri.

Hercai = Kararsız, sebatsız.

(1) = Kuvvet ve madde sevgisini ayağına bağla.

Ferda = Yarın, kıyamet

Mürde = Ölü.

Murg-u cân = Can kuşu.

Berzah = Girdap.

Bâlâ = Yüksek.

Varidat = İçe doğan, hatıra gelen.

(2) = Güzelliğine hasretettin gözümü.

(3) = Kalbleri dünya sevgisine oruçludur. (Meyletmez)

Sâim = Oruçlu.

Kâim = Ayakta duruyor, vardır.

Berzah-ı süflâ = Aşağı, adi meyiller.

Ârâm = Rahat, huzur.

(4) = Hakikat denizinin dört ırmağının.

Keştibân = Kaptan.

Arâ = Bölge, mıntıka.

Menzil-i a'lâ = Şerefli yer.

Kibrit-i ahmer = Ele geçmez, ulaşılmaz, çok kıymetli.

Dil şehri = Gönül şehri.

Me'vâ = Yurt, mesken, makam.

Bedrâ = Ayın ondördüncü gecesi.

Râh = Yol.

İltica = Sığınma.

Bâis-i hayât = Hayatımın sebebi.

Şett-i usât = Günahkârların şefaatçisi.

Evrad = Vird edinilen, devamlı ve mecburi tekrarlanan.

Andelîb = Bülbül.