143 Bir seherde murg-ı canım uyandı Vahdet illerini seyrân eyledi Pîrimin renginden renge boyandı Âlem-i ekvânı cevlân eyledi (1) Gönülden perde-i hicâb açıldı ilm-i ledünnîden bezmi içildi Cümle esma birbirinden seçildi Herbiri bir gûnâ elvan eyledi Meğer hâb-ı gafletteydim uyandım Cümle esmalardan renge boyandım Bâb-ı müsemmâda kaldım dayandım A'zâlârım âh u figân eyledi Nice tabîblere dedim el-emân Gördüm ki anlar da muhtâcdır hemân Mürüvvet sahibi ol Ganî Yezdan Bâb-ı hidâyetten ihsan eyledi Zümre-i uşşâkın şâh-ı merdânı Âlem-i ekvânın kutb-ı zamanı Buldum Pîr-i Sâmî gibi sultânı Cümle derdlerime derman eyledi A'lâda ednâda yoktur matlabı (2) Deryâ-yı zât olmuş cümle meşrebi Vücûdu Hak olmuş "kün"dür maksadı Her sıfattan zâtın ilân eyledi Dest-i kudretiyle tuttu elimden Mâsivâlar ref olundu dilimden Halâs oldum ayrılıktan ölümden Katre iken bahr u umman eyledi Kuvve-i kudsîden edip imdadı Bize haber verdi zatı sıfatı Ol zaman anladık sırr-ı Ahmed'i "Küntü kenz" esrarın beyan eyledi Bir anda eyledi irşad Salih'i Edip benliğindin âzâd Salih'i Kılıp rabıtayla mu'tad Salih'i Dil şehrin ravza-i cinan eyledi |
Murg-ı cân = Can kuşu. (1) = Yaratıklar âlemini dolaşti Perde-i hicâb = Saklayan perde, örtü. Bezm = Sarhoş edici. Gûnâ elvân = Çeşitli renkler. Hâb-ı gaflet = Gaflet uykusu. Esma = İsimler. Bab-ı müsemma = İsim sahibinin kapısı. Zümre-i uşşak = Aşıklar zümresi. Şah-ı merdân = Mertlerin şahı. Alem-i ekvân = Varlıklar âlemi. (2) = Yüksek ve alçakta arzusu yoktur. Dest-i kudret = Kudret eliyle. Mâsivâ = Allah'dan gayrisi. Ref' olundu = Terkedildi, kaldırıldı. Katre = Damla. Bahr u umman = Deniz ve okyanus. Kuvve-i kudsi = Kutsal kuvvet Küntü kenz = "Ben bir gizli hazine idim, bilinmek için mahlukat yarattım." Kudsi hadisi. Mu'tâd = Alışılmış. Dil şehri = Gönül şehri. Ravza-i cinân = Cennet bahçesi |