145

Oldum vatanımdan cüda
Görün beni aşk n'eyledi
Yaktı bizi aşk-ı Hüdâ
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Bıraktı hicran nârına
Bend etti zülfün darına
Bilemedim efkârı ne
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Ya'kûb'u geçti hasretim
Eyyûb'u geçti mihnetim
Mahv oldu şân u şöhretim
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Gözyaşım ırmaklar gibi
Coşkun sular çağlar gibi
Derdim büyük dağlar gibi
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Bir sevdaya düş olmuşam
Ben mest-i medhûş olmuşam
Bir yuvasız kuş olmuşam
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Yandı ciğer oldu kebâb
Yüreğimin kanı şarâb
Oldu bu ten şehr-i harâb
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Sâmî gibi bir hazrete
Gönderdi beni vuslate
Eriştirip bu devlete
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Çok çektim ise iftirâk
Kalmadı gönlümde merak
Aşkım bana oldu burâk
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Şeyhim benim sultân imiş
Hak'tan bize ihsan imiş
Cân derdine derman imiş
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi

Bir Sâlih-i mestâneyem
Ne uslu ne dîvâneyem
Bilmem beni ben yâ neyem
Görün beni aşk n'eyledi
Âhiri dervîş eyledi
Cüda = Ayrılmış, uzak düşmüş.

Aşk-ı Hüdâ = Allah aşkı

Âhir = Sonunda

Hicran nârı = Ayrılık ateşi

Dâr = Dar ağacı

Mihnet = Belâ, musibet, dert

Dûş olmak = Tutulmak, düşmek

Mest-i medhûş olma = Hayranlıkla kendinden geçmiş olma.

Iftirak = Ayrılık

Burak = Bir Ahiret aracı, Mi'rac'da Peygamberimizi taşıyan binek.