147

Mansûr "ene'l-Hak" söyledi
Gördü hakîkat darını
Çıktı aradan kend'özü
Hep aşka verdi varını

Mansûr değil cân söyledi
Cân içre cânân söyledi
Ol rûh-ı sultân söyledi
Keşf eyleyip esrarını

Görün Nesîmî Hazretin
Nurunu gördü Ahmed'in
Yüzünde şâb-ı emredin
Yaktı muhabbet nârını

Soyup akıttılar demi
Vuslat bulup gitti gamı
Ne "sîn"i kaldı ne "mîm" i (1)
Gör âşıkın bâzârını

Gör n'eyledi Muhyiddîn'i
Boğazlanıp aktı kanı
Dosta feda kıldı canı
Hiç bozmadı ikrarını

Erdi ana hükm-i kaza
Dedi budur bâb-ı rızâ
Esrâr-ı feth-i Murtazâ
Bıraktı çok asarını

Nûr-ı zemîn ü âsumân
Keşf oluben oldu ayan
Gördü bu nuru âşıkân
Arttırdı âh u zarını

Açmak dilersen yolu sen
Ol vahdetin bülbülü sen
Bul bir dikensiz gülü sen
Hiç görmeyesin harını

Her kim bu meyden içmedi
Ağ u karayı seçmedi
Hem "kün fekân" dan geçmedi
Bulmadı dil envârını

Aşkın meyinden içegör
Ağı karadan seçegör
Cân gözlerini açagör
Tâ göresin dildârını

Bir pîre teslîm et özün
Bilmek dilersen kend'özün
Yüzünden ayırma gözün
Terk et bu günün kârını

Pîrden haberdâr olmayan
Önünde berdâr olmayan
Doğru vefâdâr olmayan
Ol kande bulur yârini

Sâmî gibi canı görün
Ol dürr ü mercanı görün
Vechinde îmânı görün (2)
Mülk-i beka mimarını (3)

Pîrden murâd irşâd imiş
Sanma hemân evrâd imiş
Maksûd "le-bi'l-mirsâd" imiş
Göstere doğru yârini

Tez yol alan sohbet-durur
Derdlilere devlet-durur
Ariflere hikmet-durur
Açar gül-i gülzârını

Sâmî gibi var serverim
Pîrim delîlim rehberim
Bir âsî Salih kem-terim
Vasf eylerim güftârını
Dâr = Dar ağacı.

Keşf = Bir sırrı öğrenme.

Esrar = Sırlar.

Şab-ı emred = Sakalı, bıyığı gelmemiş genç, civan.

Dem = Kan.

Vuslat = Kavuşma.

(1) = "Sin" ve "mim" harfleri Sami’yi ima.

Bâzâr = Çarşı, pazar.

İkrar = Tasdik, kabul.

Hükm-i kaza = Her hususta Allah tarafından evvelce verilmiş olan hüküm.

Bab-ı Rızâ = Rıza kapısı, Allah'ın rızası.

Feth-İ Murtazâ = Hz. Ali'nin fethi.

Âsâr = Vazifeler, görevler.

Zemînü âsumân = Yer ve gökyüzü.

Dil envârı = Gönül nuru.

Berdar = Asılmış.

(2) = Yüzünde imanı görün.

(3) = Ölümsüz mülk mimarını.

Maksûd = İstek.

Le-bi'l-mirsâd = "Inne rabbeke lebil mirsâd" 'Doğrusu Rabbın hep gözetmekteydi" (Fecr; 14).

Gül-i gülzâr = Gül bahçesinin gülü.

Kem-ter = İtibarsız, hakir.

Vasf eylemek = Övmek.

Gutlar = Sözler.