153 Eyleyen da'vâ-yı Mansûr kande göster darını Sen seni yok eyledin yâ kimden aldın varını Kuru da'vâ eylemez ey müddeî arif olan Şehr-i dilde yandırır dâim muhabbet nârını Bülbülün ol nefha-i feryadına âşık demem Yüz çevirir goncadan gül gösterince harını Ehl-i aşkın sözlerin alıp satan âşık mıdır İçini görmez sarayın vasf eder dîvârını İftihâr-ı ucb ile ismine bir mahlas takar Bir ferîd-i dehri derler seyr eden etvârını Tâ elest bezminde ikrar eylemişler âşıkân Rü'yet-i dîdâra teslim eylemişler varını Nakşını Nakkâş'ta görüp zevk ederler subh u şâm Nâr-ı Nemrûd'dan yakarlar şem'a-i envârını Bu anâsır çarşısında yok metâı anların Çarşı-yı vahdette kurmuşlar bu cân bâzârını Aşka ermek ister isen ey birader gel beri Sidk ile bir pîre teslîm ol bırak efkârını Pîr-i Sâmî Hazret'ine hadim ol ihlâs ile Cân u dilden eyle hizmet bozmayıp ikrarını Andelîb ol güle karşı rûz u şeb feryadı kıl Görmek istersen hakikat gülünü gülzârını Sen dahi kalb-i selîme ermedin ey Sâlih'â Arz edersin ol cananın rü'yet-i dîdârını |
Nâr = Ateş. Nâlân = İnleyen. Hâr = Diken. İftihâr-ı ucb ile ismine bir mahlas takar = Övünüp kendini beğenerek takma ad kullanır. Ferîd = Eşsiz, tek. Etvâr = Tavırlar. Elest = Kâlû belâ,ruhların Allah ile ahdi misakanı. Rü'yet-i dîdâr = Cemalullahı görmek. Subh u şam = Sabah akşam. Şem'a-i envâr = Nurların ışığı. Meta = Satılık mal. Efkâr = Düşünce, gam keder Rüzuşeb = Gecegündüz. |