162 Sevdim seni terk eylemenin çâresi yoktur Hem faili Hak'tır Ma'şûk olanın âşıkına cilvesi çoktur Gamzeleri oktur Âşıklığıma gözlerimin yaşı tanıktır Kana boyanıktır Üftâdelerin dîdesi hûn bağrı yanıktır Her dem uyanıktır Dil şehrine kayd olalı sevdâ-yı dilârâ Yaktı beni nâra Bend eyledi zülfün beni Mansûr gibi dara Düşürdü bu zara Takdîr-i ezel böyle imiş gayrı ne çâre Yalvarmalı yâre Sabr eyle gönül hüsn ilinin babı açıktır İhsanı da çoktur Âşufte dili hasret-i hicrana bırakma Dil şehrini yakma Bir nîm nigâhın ile âteşlere yakma Hem hışm ile bakma Var Hazret-i Sâmî'ye kul ol gayrıya bakma Her bir yana akma Seyr-i sülük ehline de dergâhı duraktır Aşkın daburâktır Bir hande ile arz-ı cemâl eyle hûbânım Aşkınla yanayım Yoluna feda kılmağa kalmadı gümânım İstersen al canım Bari beni cellâda ver al boynuna kanım Mahv eyle nişanım Bilmem nesi var âlemde bu Salih de kulundur Mevlâsı tanıktır |
Üftâdelerin dîdesi hûn bağrı yanıktır = Aşıkiarın gözükanlı,bağrı yanıktır Dilârâ = Sevgili. Dara = Darağacına, asılmaya. Hüsn ilinin babı = Güzellik şehrinin kapısı. Aşüfte dil = Sevgiden kendinden geçen gönül. Düşerin = Gönül. Nim nigâh = Yarım bakış, göz ucu ile bakma. Burak = Binek. Bir hande ile arz-ı cemâl eyle hûbânım = Bir gülümseme ile güzelliğini göster güzelim. Gümân = Şüpha,zan. |