Page 29 - Dosta Doğru Dergisi 2. Sayı
P. 29

zlerdir. Ama bir de insanların bâtın,     gitmiş; sarayın etrafına yaklaşmış. Bu      sun.
manevi gözü var, kalp gözü var.             da aynel yakîn bilmektir. Fakat sarayın         Mevlânâ’nın demesi de budur işte.
                                            içerisine girmezse padişahı göremez.            O, sensin; sen de O.
    Bunları insan hakikate geçemez-                                                         Ama kimin için bu?
se açamaz. Hakikate tarikattan geçer;           Buradaki ilmel yakîn bilmek, mesa-          Ruhu makamına ulaştıranlar için-
tarikatsız hakikate geçemez ki bunlar       fe var, o ayrılık var. Aynel yakîn bilmek
açılsın.                                    yaklaşma var.                               dir, Ruhtan haberdar olanlar içindir.
                                                                                            Bu berzah âlemin geç, gör neler var
    O zaman o gözler açılınca ne olur?          Fakat hakkel yakîn bilmek demek; o,         Eriş nûra ki sende kalmaya nâr
    O zaman Allah’ı hakkel yakîn bilir,     sen; sen onda.                                  Nurdan mana cennettir, nurdan
Resulullah’ı da hakkel yakîn bilir, Ev-
liyâullahı da hakkel yakîn bilir, nefsini       Bilen bilinende yok oluyor; bilinen     mana Allah’ın rahmetidir, Allah’ın ce-
de hakkel yakîn bilir, eşyayı da hakkel     bilende var oluyor.                         malidir; Nardan mana da cehennemdir,
yakîn bilir.                                                                            azaptır. Evet.
    Bu eşyayı da, Cenabı Hakk’ı da in-          Dikkat edin. “Küllü şeyin hâlikün
sanlar ilmel yakîn bilirler, aynel yakîn    illa vechehu.”[10] ayetinin mealini ta-         Bu berzah âlemin…”
bilirler, hakkel yakîn bilirler. Hâlbuki    savvuf âlimi, dile getirmiş. Reşahat ki-        Berzah âlemini geç diyor. Bir insan
bunlar birbirinden çok farklıdır. Mesela    tabında yazılıdır, yarım sayfayı doldur-    dünyadan geçmezse ahireti kazanabilir
nasıl?                                      muş. Bakın şimdi:                           mi? Dünya-ahiret Cenabı Hak bunları
    Mesela Hollanda diye bir ülke var                                                   birbirine zıddiyetli halk etmiş.
dediler, söyleniyordu. Almanya var,             Orta yerden götürürler seni ben             Dünyayı sevene ahirette hayat yok.
söyleniyordu, duyuyorduk, bu ilmel              “Küllü şeyin halikün illa vechehu.”,    Çünkü dünyayı sevene ahireti haram
yakîn bilmek. Ama şimdi geldik Hol-         Allah’ın zâtından başka her şey yok ola-    kılmıştır. Ehl-i dünya, ehl-i ahiret.
landa’ya, Almanya’ya fakat bu geliş ay-     cak, buyrulmuş. Zaten her şey yokken            Ahiret ehline dünyayı haram kıl-
nel yakîn oldu. Niçin aynel yakîn oldu?     Allah’ın zâtı vardı, değil mi?              mıştır. Yani bir insan dünyayı seviyor,
Hani bir tarafı gezmiyoruz; lüks yerle-         “Hüvel evvelû velâhiru vezzâhiru        istiyorsa ahireti kazanamadı. Ahiret ha-
rini, şehirlerini, çarşılarını, pazarları-  velbâtın.”[11], ayeti kerimesinde buy-      yatı onun için haramdır. Eğer bir insan
nı bir yerine gittiğimiz yoktur. Henüz      rulmuş; evvel Allah, âhir Allah, zâhir      ahireti seviyor, ahireti istiyorsa zaten
daha esas önemli olan yerlerini gör-        Allah, bâtın Allah.                         dünyayı sevemez, dünyayı isteyemez.
medik, geldik beldelerine geldik. Bu da         Zâhir görünen de O. Zâhir görünen,          Fenâdan çek elin iste bekâyı
yaklaşma oluyor.                            bâtın görünmeyen.                               Bir el dönderemez iki dolâbı
    Yani hacca giden bir insan da böy-          Evvel: Allah’ın evvel olduğuna inan-        Bu kelam neyi ifade eder?
ledir. Mesela bir insan haccı duymuş.       dık.                                            Fenâdan mana dünyadır, bekadan
Gidip gelenler söylemiş, duymuş. Veya-          Ezelî, ebedî olduğuna; ahiri olmadı-    mana da ahirettir. Çünkü dünya fani
hut da kitapta yazılmış kitapta okumuş,     ğına da inandık.                            bir âlem, geçici; ama ahiret geçici değil,
duymuş. Bu ne oluyor? İlmel yakîn, bil-         Evet, Müslüman Allah’ın evveline        bakîdir.
mek. Hacca giden bir kimse aynel yakîn      ve ahirine (evveli yok, âhiri yok) buna         Fenâdan çek elin iste bekâyı
biliyor bu sefer, yaklaşıyor. Ama hakkel    inanacak.                                       Bir el dönderemez iki dolâbı
yakîn bilmek, gitmiş Beytullah’ın etra-         Fakat Allah vardır, birdir; varlığına,      Yani senin bir kolun var, iki çarkı
fında dolanıyor da Beytullah’ın içerisine   birliğine inandık, fakat göremiyoruz.       çevirebilir misin? Birini çevirirsen biri
giremiyor. Bu da aynel yakîndir. Bey-       Bu nedir?                                   kalır, birini çevirirsen biri kalır.
tullah’ın içerisine girerse Beytullah’ı o       Bâtın işte, görünmüyor.                     İşte burada demek ki bu çarktan
zaman hakkel yakîn bilmiş olur. Beytul-         Ama Cenabı Hak zâhir de benim,          mana, bu elden mana gönüldür, kalptir.
lah’ın içinde ne var olduğunu o zaman       diyor. “Hüvel evvelû velâhiru vezzâhiru     Bir gönülde iki sevda olmaz.
onu görecek.                                velbâtın.” Ne diyor Cenabı Hak? Evvel           Cenabı Hak da öyle buyuruyor: “Biz
    Bu ilmel yakîn. Demek ki Allah’ı il-    de benim, âhir de benim, zâhir de be-       insanlarda bir tane kalp halk ettik, iki
mel yakîn bilmek çok bir mesafe bırakı-     nim, bâtın da benim. Bak, evvel-zâhir       tane değil.”[12]. O bir tane kalbini eğer
yor. Aynel yakîn bilmekte ise yaklaşıyor.   ifade ediliyor.                             Allah ile meşgul ederse dünya olmaz;
İnsan Allah’ı nasıl aynel yakîn bilecek?        Zaten öyle evvel şeriat var, evvel zâ-  dünya ile meşgul ederse ahiret olmaz.
    Cenabı Hak bir kutsî hadiste: “Ku-      hir var; sonra bâtın var.                   Ama bak, ahiretle meşgul ederse dünya
lum bana nafile ibadetle yaklaşır.”[9]          Zâhir ne? Zâhir senin cesedin.          olmaz, biz ile meşgul ederse dünya ol-
buyuruyor.                                      Bâtın ne? Cesedinde olan ruhun.         maz, buyruluyor.
    Demek ki ilim bildiriyor, amel yak-         Görünüyor mu? Biliyor musun bu-             Fakat aslında Allah ile meşgul olan
laştırıyor. Bir de hakkel yakîn var.        nun rengini, şeklini, tadını biliyor mu-    kalpte ahiret de yoktur, o da çıkmış. Za-
    İlmel yakîn: Bir kimseyi, çok mari-     sun? Yok denilir mi?                        ten öyle olacak.
fet ehli veyahut da birçok makam sahibi         Hayat ruhtadır, ruh olmayınca ceset         Terk-i dünya, terk-i ukba, terk-i ci-
bir kimseyi bilmiş veya padişahı bilmiş.    yok olup gidiyor; çürüyüp koyup gidi-       sim, terk-i can olacak ki insan nimetine
Ülkenin herhangi bir ırak tarafında, çok    yor.                                        ulaşsın.
ırak yerlerinde bir padişahı var, bilmiş.       Ama ceset görünüyor da ruh niye             İnsanın nimeti nedir?
Bu padişahı bilmiş fakat bu şekilde il-     görünmüyor? O görünecektir ama sen              İnsanın nimeti; ruhunun geldiği bir
mel yakîn biliniyor. Bir de padişaha        ben göremeyiz.                              yer var. O ruh oraya ulaşmazsa nimetini
gitmiş, memleketine gitmiş, sarayına            Açarsan basiret gözünü kendi ruhu-      bulmuş değildir. Bu insanlar nimetini
                                            nu da görürsün. Kendi ruhunu gördü-         bulmuş değildir.
ağustos 2013                                ğün zaman zaten Allah’ı ayrı görmüyor-
                                                                                                           dosta doğru | 27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34