Page 34 - Dosta Doğru Dergisi 2. Sayı
P. 34
emez. Nefsini de bir insan kendili- rıftır, kalbi tasarrufuna alır. Meşâyıha gerektir tabi erler
ğinden bilemez. İşte müritte cezbe budur, müritte Tabi olacak, bir meşahiye bir mürit
tabi olacak.
Kapısına gelenler olur irşâd iradesiz hareket budur. Meşâyıha gerektir tabi erler
Bilir nefs ile Rabbini olur şâd Yoksa insanın aklı var, iradesi var; Sülûke giriben tevbe ederler
İrşat neymiş? Sülûkten mana sıyrılma manasına-
Burada irşat geçiyor ama irşadın o iradesinden mesuldür. İnsanlar aklı, dır, sıyrılma; silinme manasınadır.
anlamı çoktur, irşadın çok büyük açısı iradesinden mesuldür. Ama bir şey kendi kendine silin-
vardır. mez, kendi kendine sıyrılmaz. Muhak-
İrşat için hani senin bilmediğin bir Ama cezbeye kapılırsa, neye kapılır kak onu silecek, ona bir alet lazım, ona
şeyi sana biri öğretti ya ‘beni irşat etti’, biliyor musun? Cereyana verilmiş bir bir hizmet lazım, işlem lazım. İşlemsiz,
dersin. Bildiğin bir şeyi, zararlı bir şey- insanda daha akıl veya güç bir şey ka- emeksiz, aletsiz bir şey silinir mi, temiz-
den sakındırıp bu zararı yapma dediyse, lır mı? Onda bir şey kalmaz, cereyana lenir mi? Kirlenmiş, paslanmış olan bir
yine ‘Beni irşat etti.’ dersin. Bunlar irşat kapılmış. şey kendi kendine silinmez. Öyleyse de-
değildir. mek ki bir de buyuruyor:
İrşat, kalbin açılmasıdır. Öyleyse demek ki bu cezbe de ma- Kakıyıp döğerse artır hubbunu
Bu da zâhir irade sahibinin kârı, ke- nevi bir cezbedir. Evliyullah’ın velâyeti, Sevdiği deriyi çok çiğner debbâğ
mali değildir. onu çekiyor, gayri ihtiyari cezbediyor. Bu kelam neyi ifade ediyor? Eğer
Kalbi açan ancak kalbe mutasarrıf sen diyor meşayihe tabi oldunsa o seni,
olan bir zâttır. Bak! Şems ne yapmış? O kadar nasıl derici-dabakçı deriye işlem yapar,
Kalbe mutasarrıf olan kimlerdir? dünya üzerinde tek bir âlim Mevlânâ meşayih de sana işlemini yapar. Ama
Kalbe mutasarrıf olan Evliyâul- Hazretleri’ne ne yapmış? Onun ilmini bak, burada:
lah’tır. onun kalbinden çıkarmış, atmış. Ona Meşâyıha gerektir tabi erler
Sen, ben bir insanın kalbini bilemi- Mevlânâ sanki hiçbir şey bilmiyormuş Yani deri gibi olsan, dabakçının
yor muyuz? gibi, ümminin ümmisiymiş gibi ona ca- elinde deriler canlı mı?
Velîler bilir, bilir ama söylemezler. hillerin, ümmilerin yapmadığı hareket- Canlı değiller. Dabağa giden deriye
Âlâyı, ednâyı seçmek mürşid-i kâ- leri yaptırmış. Çünkü iradesini elinden dabakçı ona bir sürü işlem işliyor. Onun
milin karı değildir. almış. Hoş, Mevlânâ bilerek de onları canı var mı? Canı yok.
Senin gördüklerin aybı velîler setr işlememiş, bilmiyor. Mevlânâ, oluyor Sen diyor meşayihe dabağa giden
eder cümle bir alet. bir deri gibi teslim olursan eğer o da-
Evliyâullah, Allah’ın sıfatıyla, Resu- bakçının deriye işlemiş olduğu işlemi
lullah’ın sıfatıyla sıfatlaşmıştır. Şimdi zamanımızda var, mesela meşayih de sana işler. Ne yapar?
Allah’ın ahlakı ile ahlaklaşmıştır. adam şeklinde makinayı cereyana bağ- Deri dabağa gitmezden evvel pis idi,
Cenabı Hakk’ın nasıl “Settarül lamışlar. O ne ediyor? Konuşuyor, me- deri dabağa gitmeden evvel sert idi, ke-
uyûb” sıfatı var, ismi var, insanların sela hareket de yapıyor, eğiliyor, doğru- mik gibi sert idi ve pis idi. Pis deyince
kusurlarını örtmüşse, onlar da Allah’ın luyor, bir iş de işliyor, bir şeyler yapıyor. mesela bir köpeğin derisi, ayının derisi,
sıfatıyla sıfatlaştığı için onlarda da o sı- Bunlar olmuyor mu? Var. Şimdi o cere- bir merkebin derisi affedersiniz bunlar
fat vardır. Sen iyisin, sen kötüsün, sen yanı hiç bilmeyen bir adam, o manevi dabak oluyor temizleniyor değil mi?
şöylesin, sen böylesin, demezler. Zaten gücü hiç bilmeyen adam: Bunlar dabağa gitmeden evvel pis idi,
bak, kelamı kibarda geçiyor: dabağa gitmezden evvel sert idi, dabağa
Ki bildin Fâil-i Mutlak kamusu hik- —O da bir canlı, bunları kendi ken- gitmezden evvel çirkin idi.
met-i Hallâk dine yapıyor, der. Dabağa girdi, dabakhaneden çıktı
Kamuya yek nazarla bak, deme bu pisliği gitti, temizlendi; sertliği gitti, yu-
yahşi bu yaman Hâlbuki onda can yok, ona bir cere-
Eğer hakiki failini bilirsen mutlaka yan, ona bir güç yaptırıyor. ağustos 2013
ki sen hepsini bir gözle görürsün, hep-
sini bir göreceksin. Bu durumda ki Cenabı Hak Ev-
Kamusu hikmet-i Hallâk; bütün bu liyâullah’a böyle bir güç vermiştir, bir
âlemler, halk eden Hâlik’ın mahlûku- yetki vermiştir ki o işte ne yapar bir
dur. müridi?
Kamuya yek nazarla bak, deme bu
yahşi bu yaman Ama hangi müridi? İnanıp ve teslim
Değil mi? İşte bak, ne diyor bu ke- olan müridi. Onun için buyurmuş ki:
lamlar?
Hep birbirini açıyor, hep birbirini
destekliyor. Bu kelamlar hep birbiri-
mizi, bizi irşat edecek. Nedir bizi irşat
edecek?
İşte irşat demek kalbin açılmasıdır.
Kalbi kim açabilir?
Evliyâullah; çünkü o kalbe mutasar-
32 | dosta doğru

