Page 44 - Dosta Doğru Dergisi 2. Sayı
P. 44
im bunlar? Bir şeyim değil. Harfi savtı olmayan bir şehre bas- zanmayla, zâhiri olarak elde etmemiş.
Ne için geldim, siz ne için geldiniz mayıp kadem Manen elde etmiş.
buraya? Bizi birbirimize tanıtan kim “Alleme’l-esmâ” rumûzun bilmeyen Onun mürşitleri hem Abdulkadir
oldu, buraya toplayan kim oldu? İşte dervîş midir Geylani Hazretleri, Necmettin-i Kübra
onun için burada bak! Hazretleri, Ahmed-i Çeştiyye Hazret-
Bak, harfi savtı olmayan bir şehir leri, Sühreverdiye Hazretleridir. Bunlar
Al benliğimizi gitsin irâde varmış, harfi savtı olmayan bir okul onun manevi mürşitleridir. Bak, kelamı
Arz eyle cemâlin irgür murâde varmış. Oraya ayak basmayan bir insan kibar şöyle:
Vasıtamız sensin işbu arâde “alleme’l-esmâ” rumuzunu anlayamaz.
Bizi toplayan ve bizi toplu olarak gö- Aşkına Hazret-i Pîr-i Tagî’nin
türen vasıtamızdır. Alleme’l-esmâ rumuzu nedir efen- Reîs-i evliyâ dîn çerâğının
Nereye? Allah’a, vasıta Allah’a götü- diler? Hakîkat bahrinin çâr ırmağının
rendir. Keştibân eyle o deryâya bizi
Vasıtamız sensin işbu arâde Alleme’l-esmâ Fatiha suresidir. Ama Demek ki Nakşibendî Efendimiz’in
Düşürme sultânım ferdâya bizi bundaki olan rumuz nedir? nispeti bir deryadır, dünyayı ihâta et-
Ferda ayrılıktır. miştir.
Evet, sizin burada cazip olmanız Ondaki olan rumuz ki Cenabı Hak Ama bu derya nereden meydana
evvela arzunuz, bizim de bir alet gibi koskoca Kur’an’ın bütün manasını Fati- gelmiş? Çâr ırmak; dört ırmaktan mana
rabıtaya teslim olmamız, yani onu sizin ha suresinin içerisine doldurmuş, cem nedir?
çekmeniz, bir asılmanız, rabıtanın da etmiş. O Fatiha suresini okuyan; onu, İşte dört büyük zâttan feyiz almış,
bizi itmesidir. rumuzu okuyor. dört büyük zâtın ruhu onun ruhuna
Bizdeki hareket bundan meydana hizmet görmüş.
gelecek. Yoksa bizim az çok neyse soh- Ama o Fatiha suresini nerede oku- Yalnız Nakşibendî Efendimiz’in ta-
betimiz oldu. Hani itimat edin, buna yacaksın sen? rihi yakındır. Ne zaman?
inanın, biz kendimiz söylemedik. Biz Osmanlılarda Fatih Sultan Mehmet
kendimiz söylemiş olsak öyle zamanım Evliyâullah’ın yüzündedir. “Se- zamanında. Bu Abdulkadir Geylani,
oluyor ki ben hiç bir şey bilmiyorum. bu’l-Mesânî”dir yüzü, diyor bak! Necmeddin-i Kübra, Ahmed-i Sühre-
Niçin, neden? Hani bizim medrese il- verdiyye, Çeştiyye Hazretleri ise ne ka-
mimiz yoktur. Affedersiniz bizim tah- “Sebu’l-Mesânî”dir yüzü… dar çok evvel yaşamışlar. Asırlar geçmiş
silimiz de yoktur, aslında ilkokulu da “Sebu’l-Mesânî” de Fatiha. aradan. Mümkün mü bunları zâhirde
okumamışız. Ama; “Sebu’l-Mesânî”dir yüzü nutk-ı gördüğü yok.
Okuruz ders-i “aref ”ten Hızr’ın ol- Mesîhâ’dır sözü Ama Nakşibendî Efendimiz onların
duk mahremi Nûr-ı Muhammed’dir özü ol nefha-i ruhundan yetişmiş, onların ruhundan
Bülbülü bâğ-ı hakîkat güllerinin Rahmânî’dir feyiz almış. Onların ruhu nasıl ki bir
şebnemi (Allahümme salli ala seyyidina Mu- hoca, bir öğretmen okulda talebesine
Nûrumuz nûr-ı Muhammed nefha- hammed) ders vermişse onların ruhları da ona
mız Âdem demi Nefha; Cenabı Hakk’ın ruha üfleme- ders vermiş.
Değil mi?, “Men aref ” dersi ne? sidir. Bu nasıl olur?
Men aref dersi yani kalpten doğan …ol nefha-i Rahmânî’dir Evvela mürşidi Abdulhalik Güc-
bir ilimdir. Evliyâullah da Allah’ın nefesidir. düvani Hazretleri’dir. Abdulhalik Güc-
Bu kalpten doğan ilim nasıl doğar? Peygamber Efendimiz: “Nefe- düvani Hazretleri’nin de hocası Hızır
O ancak mesela şöyle doğar ki: sü’l-Rahman gıbalil Yemen.”[29] Ben Aleyhisselam’dır, “Havace” ismi oradan
Evvelâ bir pîre teslîm olmayan der- Allah’ın kokusunu Yemen’den alıyorum, geliyor.
vîş midir buyurmuş. Hızır Aleyhisselam Abdulhalik
Eşiğinde baş koyup cân vermeyen Hâşâ bütün mükevvenâtın ilmi, me- Gücdüvani Hazretleri’ni yetiştirmiş.
dervîş midir leklerinki de dâhil, toplandığında Pey- Nakşibendî Hazretleri onu da görme-
gamber Efendimiz’in ilminin yanında miş, aralarından iki buçuk, üç asır var.
42 | dosta doğru yok oluyor. Bak, şimdi arada Abdulhalik Gücdüva-
O kadar ilim sahibinin Allah’a bil- ni Hazretleri’nden sonra yetiştirmiş ol-
memezliği mi varmış ki öyle diyor? Ni- duğu Arifi Rivgeri Hazretleri var, bu bir;
çin böyle buyurmuş? ikincisi Mahmudu İnciriyyil Fağnevi;
O zaman Veysel Karanî Hazretleri üçüncüsü Aliyir Ramiteni; dördüncüsü
Allah’ın sıfat nuru ile sıfatlaşmış. Veysel Muhammed Baba Semmasi; beşincisi
Karanî Hazretleri için buyurmuş: “Ne- Emir Külal; altıncı Nakşibendî Efendi-
fesü’l-Rahman gıbalil Yemen.” Niçin? miz. Bak kaç tane geçmiş aradan? Bun-
Veysel Karanî Hazretleri zâhirde ların hepsi mesela 50’şer sene olsa ara-
Peygamber Efendimiz’i hiç görmemiş. ları ne yapar? 300 sene yapar. 30’ar sene
Ama hiç ondan ayrı değil, hiç gözün- olsa yine 150’nin üzerinde yapar. Bun-
den kaymıyor, kaçmıyor. Uhut muhare- lar birbirini görmemişler. Ama bun-
besinde Peygamber Efendimiz’in dişleri ların bu 5 tane zâtın ruhu Nakşibendî
kırıldı, taşa tuttular. Veysel Karanî Haz- Efendimiz’i yetiştirmiş. Esas Hafî zikri
retleri ta Yemen’den anında onu gördü.
O da taş aldı dişlerini kırdı. İşte tarikat ağustos 2013
budur, işte maneviyat budur.
Evet, efendim bizim tarikatımızı ku-
ran Nakşibendî Efendimiz de üveysidir.
O da zâhir bir çalışmayla, zâhir bir ka-

