Page 59 - Dosta Doğru Dergisi 3. Sayı
P. 59

rın Aşkı (İhsan KUL)

az konuşuyor, dolayısıyla çok az mevzu açıyor,     şu fırın yıkılsa da altında mı kalsam ne.
o da bir-iki cümle… iş tarifleri. Boşaltacaksın       …insanlara büyük nimetler verilir…kıy-
dedi… bir an rahatladım, usta konuştu dedim,
akşama doğru hava da soğumaya başladığı için       meti bilinmezse de ellerinden alınır…elinde
ayaklarım da üşüyor, ama usta istediği saatte      ne varsa sanıyor ki kendi müktesebatı…dağıt-
işi bırakıyor, elindeki taşı yerine yapıştırarak   mıyor…sımsıkı tutuyor…nimetin kaynağını
tekrarladı: boşaltacaksın…eski alışkanlıklarını    unutuyor…oysa emek zayi edilmez…en küçük
terk edeceksin…bildiklerin faydasız şeyler…        bir emeğin bile karşılığı kat kat olur…duvarı
kabını boşalttıktan sonra kabın içine döke-        parlatmalı…duraklarda durmalı…sevgiyi mu-
ceğin her damla kıymetlidir, işe yarar…rafine      hafaza etmeli…bir keresinde eşimin küçük bir
olunacak…katkı maddeli yiyeceklerden uzak          hizmeti olmuştu da…….
durulacak…zihinsel olarak da!
                                                      -Eee!
   Demek ki beni duydu ve cevaben bunları             -Orada kesti.
söyledi.                                              -Bunun devamı olsaydı iyiydi.
                                                      -Sen de havaya girmeye başladın. Çektikle-
   Giderek ustaya alışmaya başladım, hatta         rimden ne haber!
onu sevmeye bile başladım desem ayıp olmaz.           Ustaya, çay içer misin dedim, olur içeriz
Bu kırsal alanda o ve ben…                         dedi. Anlaşılan gitmeye pek niyeti yok. Bu ara-
                                                   da dikkatimi çeken bir şey oldu, uzun süredir
   O ve ben…                                       farkındaydım ama, bu kez çok belirgindi: çoğu
   -Bu sefer de sen Üstadın bir eserini söyledin.  kez her taşı koyuşunda veya her harcı uygula-
   -Hi….                                           yışında ‘Bismillah’ diyor, arkasından bir kelime
   Bir şeyler daha söyledi ama pek anlama-         daha söylüyor ama onu çıkaramıyorum, biraz
dım, o sırada ayaklarımı ovuşturmakla meş-         fısıltıyla söylüyor, ne söylüyorsun desem, par-
guldüm, bir yandan da harç yetiştiriyorum. Bu      lar marlar, neme lazım, dinlemede kalayım.
harç bitince bırakır dedim içimden ama nafile,        Akşam geceye dönmeye başladı, çoktan ışık-
bir miktar harç daha yapmamı emretti. Evet         ları yakmıştık ve öyle çalışıyorduk. Bir müddet
öyle…artık işler bu şekilde gidiyor, mesajı da     daha çalıştık. Sanırım ustanın ev’le arası pek
verdiğine göre, bana ses çıkarmamak düşüyor,

dosta doğru 58 | Kasım 2013
   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64