Page 31 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 31

Tasavvuf Sohbetleri -1                                            31

               Azığının  içerisinde  muhakkak  kızarmış  balık  bulunsun.  Yolculuğunuz
            deniz kenarında olacak. Her acıktığınız yerde çantanızı açın. O pişmiş balık
            nerede canlanır, deryaya dalarsa orda buluşacaksınız, diyor.
               Cenâb-ı  Hakk’ın  böyle  emirleri  üzerine  Hızır  aleyhisselam’ı  buluyor.
            Onunla  deryalarda  yolculuk  yapıyor.  Köyleri,  kasabaları  geçiyorlar.  Hızır
            aleyhisselam’ın  zâhirdeki  yaptığı  işler  Musa  Kelîmullah’a  ters  geliyor.
            Bakıyor  ki  hep  suç,  işledikleri...  Cinâyet,  vapuru  delmesi.  Vapuru  kırıyor.
            Kendileri  de  içinde.  Bir  hayli  insan  var  içinde.  Sen  bu  gemiyi  niye
            deliyorsun diye Musa Kelîmullah karşı çıkıyor.
               Ama  yalnız  Hızır  aleyhisselam’ı  buldukları  zaman  pişmiş  balık  dirildi,
            denize  gitti.  Orada  buldu  nurlu  bir  insan.  Hızır  aleyhisselam  sanki  bir
            kumandanmış gibi. Musa Kelîmullah onun yanına öyle bir gitti ki yakasını
            toparlayarak gitti. Ve ondan müsaade almadan selam da vermedi.
               ¾  Efendim, bizim Tevrat’ta selam farzdır. Sizin şeriatınızda da var mıdır
            selam?
               ¾  Vardır.
               Selamlaştılar.
               ¾ Beni Cenâb-ı Hak size gönderdi bir ilim varmış, onu öğreteceksiniz,

            dedi.
               ¾  Sen öğrenemezsin.
               ¾  Niçin?
               ¾  Benim işlerim sana hep ters gelir. Sen benimle arkadaşlık edemezsin.
            Benden öğrenmen için benimle bir zaman arkadaşlık etmen lazım. Fakat be-
            nim işlerime sabredemezsin, dedi.
               ¾  Ederim, dedi. Şartlaştılar.
               ¾ Benim hiçbir işime karışmayacaksın. Ne yaparsam karışmayacaksın.

            Karıştığın müddetçe ayrılırız. Ama karıştı.
               ¾  Niye deliyorsun bu gemiyi? dedi.
               Çocuk öldürdü ise:
               ¾  Bu çocuğu niye öldürdün? dedi.
               Bir duvar yaptı ise:
               ¾  Sen bu duvarı niye yaptın? dedi.
               ¾  Gemiyi niçin deldin?
               Cenâb-ı Hak bildirmiş ki:
               ¾  Ey kulum bu gemiyi del ki içerisinde bana itaat eden has kullarım var.
            Eğer gemi karaya çıkarsa orada bir zalim padişah var; o, onlara kötülük
            edecek.
               Kimlerin  elinde  şahsî  gemileri  varsa  ellerinden  çekip  alıyormuş.  Eğer
            kırmasaymış gemiyi, padişah alacakmış elinden. Onun için bildiriyor ki gemi
            arızalı görünsün de padişah ellerinden almasın.
               Hakikaten karaya uğradılar. Arızalı olduğu için padişah gemiyi almadı.
            Onlar  da  arızayı  onarıp,  yollarına  devam  ettiler.  Bunu  Hz.  Musa’ya  izah
            edince  hakikaten  Hz.  Musa  bakıyor  ki,  gemiyi  kırarken  suç  göründü  ama
   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36