Page 27 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 27

Tasavvuf Sohbetleri -1                                            27

               Ruh: Ruhun cismi yok. Varsa da cismi nasıl? Şeklini bilmiyoruz. Makamı
            nerede? Sağ memenin dört parmak altıdır.
               Sır: Sol memenin dört parmak yukarısındadır.
               Hafî: Hafî de sağ memenin dört parmak yukarısındadır.
               Ahfâ: Vardır ki bu da nedir? Ahfânın makamı göğüstür.
               Bunlar  birer  sıfat,  bunlar  birer  makamdır.  Bu  makamları  elde  ederse
            insan, “ahsen-i takvîm” olur. Yani insanlık kıymetini kazanır.
               Kalp gözü: İnsanların iki kaşının arası, bunun için râbıtayı buraya yaptırı-
            yorlar. Oraya râbıtayı yapa yapa kalp gözü oradan açılacak.
               Bunları  nefis  işgal  etmiş.  Körlemiş,  onları  battal  etmiş.  İsyanları  ile,
            günahları  ile.  İnsanlar  itaat  ede  ede,  nefsi  oralardan  el  çekiyor.  Göbekten
            aşağıya  iniyor.  Ruh  hâkim  oluyor.  Nefis,  oluyor  ruhun  hizmetçisi.  Artık
            nefsini hapsetmiş, nöbetçileri başına dikmiş.
               Çıkmağa derbân bırakmaz cenge yok takatleri
               Nâtüvân olmuş çeker bunlar belâyı mihneti
               Derban: Bekçi, kapıcı.
               Nâtüvân: Mecbur bırakılmış, zayıf ve güçsüz düşürülmüş.
               Artık zindana atıp nöbetçileri kapıya koyduktan sonra hiçbir şeye gerek
            yok.
               Bakın, Yakup aleyhisselam bir peygamber. Zâhirde bir makamı var. Bir
            bekçisi  var.  Yusuf  aleyhisselam  kayboldu.  Kardeşleri  götürdüler,  kuyuya
            attılar.  Geldiler,  kurt  yedi  dediler.  İnanmadı  ama.  Yusuf  yıllar  yılı  kayıp.
            Yakup  aleyhisselam  onun  hasretinden  ağlıyor.  Fakat  cesedi  kayıp  oldu.
            Zâhirde  yok.  Ama  Zeliha’nın  hadisesinde  o  gece  Yusuf  aleyhisselam’a
            göründü. Duvardan göründü. “Yusuf elini çek”, dedi. Kur’an-ı Kerim’de bu
            böyle. Kelam da bunu ifade ediyor.
               Demek  ki  burada  Yakup’tan  mana  bizim  cesedimiz.  Her  ne  kadar
            cesedimizde bir ayrılık varsa da ruhumuz ayrı değil. Yakup aleyhisselam’ın
            cesedi  gitmedi  oraya,  Yakup  aleyhisselam’ın  cismi,  ruhu  ile  o  Yusuf’a
            göründü ki “çek elini” dedi. Demek ki bizim de burada cismimiz var ise de,
            ayrı isek de râbıtamız ve ruhumuz birbirinden haberdar. Yakup aleyhisselam
            nasıl ki Yusuf’un imdadına yetişti ise… Bunlar söylenmiş ise bir hakikati
            var. Tasavvufta aslı var.
               Bunlar ruh muamelesi, ruh bilgisidir. Cesedinin haberi olan vardır, ama
            yasaktır, söyleyemez. Hazmederse gösterirler. Bundan ruhu haberdar olursa
            görür. Ama hazmetmezse haberdar etmezler.
   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32