Page 25 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 25
Tasavvuf Sohbetleri -1 25
temizlenmemiş. Ne yapmış? Getirmiş temiz bir kaba pis bir şey koymuş.
Kabın temiz olmazsa o şeyi temiz etmez. Ne olmuş peki? Râbıtası var ama,
şeriatta eksikliği var, taharette eksikliği var. O da ne olmuş? O da getirmiş
temiz bir kaba pis bir şey koymuş. Kabın temiz olacak, içindeki madde de
temiz olacak ki... Burada kaptan mana, bizim cesedimizdir. İçindeki madde
ise ruhumuzdur. Ceset ruhun kalıbı, kabıdır.
Bir defa, şeriatla cesedi temizleyeceğiz. Tarikatla da zikir yapa, yapa,
yapa… Ne yapacağız? Kalbimizi her şeyden zikirle arındıracağız. Kalbi, sa-
hibine teslim edeceğiz. Kalbin sahibi kimdir? Allah’tır. Hakikatte insanların
Beytullah’ı kalbidir. Arşa, kürse hiçbir yere sığmayan Allah: “Ben mü’min
kulumun kalbine sığarım.” diyor. Ama hangi kalbe? Allah’ı daima zikreden
kalbe. Allah’ı zikrede zikrede ne oluyor? O kalp Allah’ın nurunu cezbediyor.
Allah’ın zatını cezbediyor. Azametini de cezbediyor ki, işte o zaman
Allah’ın sıfatlarıyla sıfatlanıyor. Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanıyor. Resû-
lullâh’ın sıfatlarıyla sıfatlanıyor, ahlâkı ile ahlâklanıyor. Onun için kelâm-ı
kibârda:
Senin gördüklerin ayıbı veliler setreder cümle
Bir meşâyihe bir mürit geldiği zaman, bu mürit acaba dersini yapar mı,
yapmaz mı? Bu mürit nasıl bir insan? Bunun sıfatı nasıl? Hangi günahları
işlemiş? Meşâyih bunu bilmez mi?
Mesela: Bir sarhoş geliyor, diyelim ki geliyor ders alıyor. Sarhoşluğu terk
etmeyeceği hâlde niye buna ders veriliyor deniyor. Denilmesin.
Senin gördüklerin ayıbı veliler setreder cümle
Sen şu sıfattasın git demez ki…
Onun için Mevlânâ: “Ne olursan ol, gel…” demiş.
Bak, Nakşibendî Efendimiz de ne buyuruyor?
Bizim dergâhımız günahkârların dergâhı. Günahı olanlar gelsin bize,
günahı olmayanları biz istemiyoruz.
Yani buradaki anlam, buraya gelsin de günah işlesin anlamına değil. Yani
kendilerini günahkâr bilsinler. Günahlarını bilerek gelsinler.
Bir de buyuruyor ki:
Âlâyı, ednayı seçmek mürşid-i kâmilin kârı, kemâli değildir. Ameli
değildir.
Sen iyisin, sen kötüsün demez. Evet efendim, Allah’a şükür, Allah’a çok
şükür. Bak nimetimiz büyük. Nimetimizin kadrini, kıymetini bilelim.
Allah’ın emri öyle:
“Ben bir kuluma nimet veririm, bu nimetin kıymetini bilirse büyütürüm,
yükseltirim, artırırım onun nimetini. Yoksa çeker elinden alırım.”
Burada anlayacağımız bizim:
Allah bizi Müslüman olarak halk etmiş. Eğer Müslüman olarak yaşarsak
Allah bizi cennetine koyacak. Cenâb-ı Hak âhirette bize çok ihsanlar vere-
cek.
Yok!.. Müslümanlığımızı yaşamazsak, Allah bizi cehennemine koyacak.
Bunu Cenâb-ı Hak buyuruyor: