Page 23 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 23

Tasavvuf Sohbetleri -1                                            23

               Bir de buyuruyor ki:
               O  velimizin  gören  gözü  bizim  gözümüz,  işiten  kulağı  bizim  kulağımız,
            uzanan eli bizim elimiz, yürüyen ayağı bizim ayağımız, düşünen aklı bizim
            aklımızdır.
               Akl-ı küll bu demek, küllî irâde bu demek. Cüz’i irâde, Cenâb-ı Hakk’ın
            kula vermiş olduğu ne ise, noksan sıfatlarında tecellî eden aklı, ilmi, bilgisi,
            becerisi,  gücü  ve  kuvvetidir.  Ama  küllî  irâdeye  geçince  bu  sefer  Cenâb-ı
            Hakk’ın sıfatları da tecellî ediyor.
               Onun için Mevlânâ buyurmuş:
               Yek nazar eylese ârif-i billah
               Aslı kemhâreyi mücevher eyler
               Erenlerin himmeti dağları yerinden kaldırır. Şeriatımız, tarikatımız, haki-
            katimiz, mârifetimiz vardır. İnsanlara bahşetmiş ama, şeriatı yaşamıyorsak,
            tarikat davasında bulunmayalım. Kâzip olursun, yalancı olursun. Şeriatımız
            tamam olacak. Şeriat cisimle, tarikat da ruh ile.
               Ceset temiz olmazsa, ruh nerden temiz olsun? Çünkü ruhu ceset taşıyor.
            Ceset  ruhun  bir  kalıbıdır.  Çok  temiz  bir  kaba  pis  bir  şey  koysalar,  kabın
            temizliği onu temizlemez. Çok pis bir kaba da temiz madde koysalar, kabın
            pisliğini o şey temizlemez. Onun için bir talip cismi ile şeriatta, aklı ve ruhu
            ile tarikatta olacaktır.
               Talip: Hak talibi, Hakk’ı talep eden. Hakk’ı isteyen.
               Hak’tan gelen ruhumuzu Hakk’a ulaştırmak için, cismi ile şeriatta, aklı
            ile tarikatta, sırrı ile vuslatta olacakmış. Talip, bu.
               Onun için kelâm-ı kibârda:
               “Ey tahâretten habersiz, râbıta bilmez habîs” buyruluyor.
               Taharet  ne?  Namazın  şartlarından.  Necasetten  taharet.  Taharet  olmazsa
            namazımız, abdestimiz olur mu? Olmaz. Cismi temizleyen ibadettir. Çünkü
            ibadet yapmayan bir cisim, hayvanî sıfattan kurtulamaz. İbadet yapacağız ki
            hayvanî sıfattan kurtulalım.
               Kalbi de temizleyen ne oluyor? Râbıta. Râbıta olmazsa o kalp pis. Niye
            pis? Meşâyih sevgisi bir Müslüman’ın kalbinde olmazsa, onun kalbinde çok
            arzular,  çok  düşünceler  olur.  Meşâyih  sevgisi  bir  kelamda  şöyle  ifade
            ediliyor:
               Aşk ehlinin ahvâlini pervâneye sormam
               veya
               Pervâneler geçti ateş bâbından
               Ateş kapısından içeri girerse pervâne, daha onun cismi kalır mı? Pervâne
            nedir? Kepenek, kelebek. Kendini ne yapıyor? Ateşe atıyor. O da ateşe âşık.
            Cenâb-ı Hak onu da öyle ihsan etmiş. Kepenek, kendi arzusu ile ateşe atıp
            yakıyor  kendisini.  Ateşe  düşen  kepenekte  vücut  kalır  mı?  Yok  eder  ateş.
            Bizim kalbimizde de arzularımızın her biri bir kepenektir. Bir cisimdir bun-
            lar. Bunları ne yapar kalbimiz? Bunları ancak Allah aşkı, peygamber aşkı,
            meşâyih aşkı yakar.
               Meşâyih  aşkı,  meşâyihi  sevmektir.  Meşâyihi  sevmek,  Resûlullâh’ı  sev-
            mektir. Resûlullâh’ı sevmek, Allah’ı sevmektir.
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28