Page 26 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 26
26 Gül'den Bülbüllere
Biz insanı güzel, çok güzel halk ettik. Çok güzel halk ettiğimiz insanı biz
cehennemin esfel-i safilinine düşürürüz.
Ama bu insanın güzelliği ne ile?
Şeriatle, tarikatla… Eğer inanaraktan gelmişse bu dünyaya hayvanî sıfatta
değil. Bu insan beşerî sıfata geçerse güzeldir. Melekî sıfata geçerse,
güzellerin güzeli olur. Çok güzel olur o zaman. Bir güzel var, bir de çok
güzeller var.
Dilersen dilberi dilber
Kılarsan dilberi dilber
Sana da keşf olur dilber
Mühim esrârı dervişân
Sen çok güzel olmak istiyorsun ama, bu güzelliği nereden alacaksın?
Güzeli bulacaksın, o güzel seni güzel edecek. Sen artık güzel oldunsa her şey
sana güzel olur. Senin için çirkin bir şey kalmaz. Onun için şükredeceğiz ki
nimetimizi büyütsün, artırsın.
Nedir bu nimet? Allah’ın velileri. En büyük nimet de budur. Allah’ın
büyük nimetleri, büyük ihsanları bunlar. Bunlarla uğraşacağız. Büyük ihsana
kavuşmak için elimizdeki âlete sıkı sarılacağız.
Meşâyihe inanacağız. Meşâyihin hizmetini göreceğiz.
Sev beni, seveyim seni
Unutma beni, unutmam seni
İnsan, varlığının hepsinden geçtikten sonra, “ten de onun, can da onun”
diyorsa, “benden ne istiyor?” diye düşünmemeli. Zaten varlığından geç-
tikten sonra senden bir şey istemiyor. Sen varlığından, nefsinden sorumlu-
sun. Nefsinden geçtikten sonra, ondan senin sorumluluğun yok. Ama
insanların nefsinden kurtulması; nefsin ıslah edilmesi, terk edilmesidir. Nefsi
olmazsa insanların yemesi, içmesi, uyuması olmaz. Bunlar hep nefsinden
olmaktadır. Bunlar da insanlarda vardır. Peygamber de olsa, veli de olsa,
avam da olsa bunlar da insandırlar. Ama velilerin nefsi veya beşeriyetten
kemal ehline geçenlerin nefisleri ıslah olmuştur ve nefis ıslah olduğu
müddetçe vücutta bazı makamları vardır. Oraları işgal etmiştir. Dikkat edin,
inkılap yapan kimse mühim noktaları muhafaza ediyor.
Bir kimse bir yerden bir başka yere geldiğinde bakıyor ki: Altı milyon
Müslüman’ı altmış bin tane inanmayan idare ediyormuş.
Burada bu kâfir ne yapmış? Bütün mühim noktaları tutmuş, kilit noktala-
rına kendi insanlarını yerleştirmiş. Ölüm korkusu görünce, kimse daha
kıpırdayamıyor.
İşte burada da makamları nefsimiz işgal etmiş. Nerede? Beşeriyette.
Nefis, beşeriyetten çekince kendisini… Nefis el çekiyor, inkılap ediyor. Bu
kutsal makamlar, göbekten yukarda oluyor insanlarda. Aşağıda değil (Letaif
makamı).
Ahsen-i takvîm insan olmak, herkesi kendinden üstün görmektir.
Bu makamlar insanlarda nerelerdedir?
Kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ ve kalp gözü olmak üzere altı makamdır.
Kalp: Zâhirde görünen bir cisimdir. Tıpta da var olarak biliniyor.