Page 30 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 30
30 Gül'den Bülbüllere
İbrahim aleyhisselam yola devam ediyor. Aslan bir kışkırıyor. İbrahim
aleyhisselam:
¾ Dur! diyor.
Nübüvvetini gösteriyor. O zaman aslan sahibine yaltaklanır gibi yaltakla-
nıyor. Bu durum karşısında abidin taaccübü artıyor:
¾ Bu aslan buraya benden başkasını koymazdı, diyor.
Neyse gidiyorlar. İbadet ne ise yapıp geliyorlar, ayrılacaklar. Abide diyor
ki:
¾ Bana dua et.
Abid öyle ağlıyor ki, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
¾ Niye ağlıyorsun? diyor.
¾ Sen benden dua istiyorsun. Benim kırk senelik bir arzum var.
Rabbimden istiyorum da vermiyor, diyor.
¾ Nedir bu arzun? diye soruyor.
¾ Kırk sene evvel ben bu adadan, bu karaya girerken denizde bir oğlan
çocuğu gördüm. O gördüğüm yüzün etkisindeyim. O kadar güzeldi ki bir
türlü unutamıyorum. Suyun yüzüne çıkan o yüzün o görünüşünü bir türlü
unutamıyorum. O gördüğüm yüze bakamadım. Gözlerim kamaştı, diyor.
Ben bu çocuğa sordum:
¾ Sen kimsin?
¾ Ben Allah’ın dostu İbrahim’in oğlu İsmail’im dedi. O zamandan beri
buna âşık oldum. (Bak işte bunlar râbıta…) Ya Rabbî, diyorum, bu İbrahim
aleyhisselam ne kadar güzeldi ki oğlu bana bu kadar güzel göründü diye
düşünüyorum. Ne kadar güzel onu da bir göreyim, diyor.
Kırk senedir o hayali çekiyor. Kırk sene sonra İbrahim aleyhisselam’ı gö-
rüyor. O sevgiye ulaşıyor.
Peki Musa Kelîmullah ne oluyor? “Tevrat bana geldi. Ondan üstün kitap
yoktur.” deyince Allah ondan ateşe suyun döküldüğü gibi Tevrat’ın aşkını
alıyor. Bir daha Tevrat okumak istemiyor. Eline almak istemiyor. O zaman
Allah’a yalvarıyor:
¾ Ne olur benden Tevrat’ın aşkını aldın. İçimde bir aşk var onu bana
ver, diyor.
Allah-u Teâlâ diyor ki:
¾ Ya Kelimallah! Sen dedin ki, “Benden daha âlim kimse olamaz.”
Bizim öyle kullarımız var ki biz onlara kendi ilmimizden ilim vermişiz. Sen
hiç bilmiyorsun.
O da:
¾ Ya Rabbî! O ilmi de ihsan et bana, diye dua etti.
O zaman Cenâb-ı Hak, Hızır aleyhisselam’a gönderdi Musa’yı. Nerede
buluşacağını, nasıl buluşacağını, işaretler ne, neler olacak? Hatta Cenâb-ı
Hak emrediyor. Halasının oğlu “Yuşa’yı arkadaş olarak al.” diyor. Bir de
diyor ki: