Page 38 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 38

38                                                 Gül'den Bülbüllere

               Müritte üç şart:
               1- Daima vücudu abdestli,
               2- Lokmada ihtiyat,
               3- Hıfzı nispet.
               Bir de mürit; hâli, fiili, ameli ile terakki eder. Fiiliyatı müridin irâdesine
            bağlanmış. Hâl ise irâdenin dışında kalmış. Onun için “hâlinizi düşünmeyin,
            fiilinizi düşünün” buyuruyor büyüklerimiz.
               Amellerimiz: Emrolunan ibadetimiz ve tarikattaki hizmetimizdir.
               Fiiliyatı:  Yaşantısı,  sözleri,  konuşması,  alması,  vermesi…  Hep  bunları
            Kitap’a, Sünnet’e tatbik edecek.
               Hâli: İradenin dışında kalmış. Basıt hâli, kabız hâli veyahut da onda olan
            meşakkatli, mihnetli günleri. Bir de sefalı, sürurlu günleri. Bir de müridin
            kalbinde tecellî eden kabız hâli, basıt hâli var. Kabız hâli sıkıcı bir hâl. Elin-
            de değil, gelir. Basıt hâli ise müridin çok ferah, rahat olduğu zamanlardır.
            Bunların ikisi de gelir, gider.
               Gam gelmez dememişler, gam eğlenmez demişler.
               Bunlar büyüklerin kelamları, emirleri.
               Bir de buyuruyorlar ki:
               Fikir, şükür, zikir ile mürid terakki eder.
               Şükür  nimetini  artırır.  Allah  onu  Müslüman  halk  etmiş.  Allah  onu
            Habibi’ne ümmet etmiş. Allah ona Peygamber vârisi olan velileri tanıtmış,
            sevdirmiş. Buna şükredecek. Çok şükredecek ki nimeti artsın. Cenâb-ı Hak
            öyle buyurmuyor mu?
               Kulum nimetinin kıymetini bilirse ‘biz’ onun nimetini artırırız. Bilmezse
            onun nimetini elinden alırız.
               Şükür, demek ki nimetimizi artırır.
               Fikir  de  bizi  tarik-i  müstakimden  ayırmaz.  Her  sözümüzü  düşünerek
            söylersek.  Şeriatımıza,  tarikatımıza  uygun  mudur?  Değil  midir?  Uygunsa
            söyle, değilse söyleme. Her işimizi düşünerek yaparsak tarik-i müstakimden
            ayrılmayız. Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi:
               “Bu  hattan  ayrılırsanız,  ayrıldığınız  o  hatların  her  birinin  başında  bir
            şeytan var. Helâk olursunuz.”
               Bu  da  nedir?  Zamanımızda  bidatler  artmış.  Biz  mümkün  olduğu  kadar
            bidatlerden kaçınalım. Sünnetler’i işlemeye bakalım.
               Bir de zikir var. Zikir de bizi Allah’a ulaştırır. Allah’a yaklaştırır. Daima
            Allah’ı  unutmayacağız.  Peygamber  Efendimiz’i  unutmayacağız.  Meşâyihi-
            mizi  unutmayacağız.  Bunun  sa’yında  bulunacağız.  Sıkıntılı  günlerimizde
            unutmayacağız. Safalı günlerimizde de unutmayacağız. Unutuyoruz. Sa’y et
            ki ondan kurtulasın.
               Bu nedir? Bir unutkanlık olduğu zaman ondan nedamet duymazsan eğer
            bu  unutkanlığı  atamazsınız.  Bu  birden  atılmaz.  Zaman  zaman,  tedricen
            tedricen  olur.  Kabız  hâli  işte  budur.  Zaman  zaman,  tedricen  tedricen  bu
            azalıyor. Yani Allah’a olan unutkanlığımızı atmak için sa’y edersek Allah’a
            yaklaşırız. Ayık olmak lazım. Cenâb-ı Hak bir kulunun kalbine günde yetmiş
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43