Page 41 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 41
Tasavvuf Sohbetleri -1 41
İnsanları çok sever. Onlara hürmet eder. İhsanda bulunur. Kabız hâlinde
insanları da rencide eder.
Demek ki Allah’a olan unutkanlığımızı, günden güne, herhangi bir işle
meşgul olduğumuz zaman aklımıza getirelim. Râbıta sahibine muhakkak
onun parmağı uzanır.
Râbıta tarifesinde diyoruz ki: Bizi bir uyuz köpek şeklinde atmışlar ayak-
larının dibine. Şeriat kamçısı ile kamçılıyor. Başımıza vurup terbiye ediyor.
İşte bunlar nefsimizin melanetleri, nefsimizin oyunları. İşte evliyâullâh
velâyet parmağı ile dürtüp seni uyarıyor, nefsimizden gafletten kurtarıyor.
Diyor ki: “Ayık ol, kendine gel. Nereye gidiyorsun? Ne konuşuyorsun? Ne
yiyorsun? Niye gafil oldun sen?” Gafil olan kimse öyledir ki… Gaflette olan
kimse âhirette zifiri karanlıkta yatıyor. Uyuyor. Allah’tan gafil olan kimse
âhiret kârına karşı öyledir. Zâhirde maddiyette olan bir kimse vermiş
kendini, karanlık gecede yatmış uyumuş. O bir kâr sahibi olmaz. Düşman-
lardan kendisini koruyamaz. İşte gaflette olanlar âhiret için de böyledir. O
zaman da râbıtamız bizi uyarıyor. Aklımıza geldiği zaman bir nedamet, bir
pişmanlık duyacağız. Onu kendimize kusur edineceğiz ki unutmayalım.
Unutursak çok sürmesin bu.
Beşerdir ol dâim eyler ziyânı
Nefis seni gaflete düşürmek ister. Nefis dünyaya çok meyyaldir. Onun
için gaflete düşürmek ister. Ama senin râbıtan var. Her zaman parmağı ile
seni uyarıyor. İşte o uyandırmada nedamet duyman lazım. Böyle zaman
zaman, günden güne, sende olan gaflet azalıyor. Gaflet azala azala bitecek.
Ne zaman bitecek? Ne zaman ki yirmi dört saat hiç Allah’ı unutmuyorsan
bitmiş, gaflet kalmamıştır. O zaman ne oluyor. Zâhirin halk ile bâtının Hak
ile oluyor.
O zaman Cenâb-ı Hak ne diyor?
“Benim öyle kullarım vardır ki onların ticaretleri, zikirlerine mâni
değildir.” diyor.
O zamana kadar sa’y edeceğiz. Zaten o nimete malik olduktan sonra
sa’ya gerek kalmıyor.
Allah umduklarınıza ulaştırsın. Allah iki cihanda korktuklarınızdan emin
etsin. Allah iki cihanda umduklarınızı nasip etsin.
İşte böyle beylerim. İnanmaktan maksat tutmak. Biz de inandık tarikata
girdikse çalışmak lazım. Kazanmak lazım.
Baba himmet, oğul hizmet
Niye buyurulmuş? Bu tasavvuf kelamı. Velilerin kelamı. Abdurrahman
Tagi Hazretleri’nin oğlu Ziyaeddin halife çıkacak mertebeye ulaşmış. O
dönemde sülükte işkence çok oluyor, sülükte insan ölüyor, yeniden diriliyor.
Gönlünden geçirmiş ki: “Hem şeyhim hem de babam. Bana evladı olduğum
için şefkati vardır. Mümkün olduğu kadar kolay geçirtir.” demiş.
Abdurrahman Tagi Hazretleri hemen demiş ki: “Ziyaeddin’i alın, gelin.”
Çıkarmışlar, getirmişler. Bir insanın sülükten çıkacağı zaman koltuklarına
iki tane adam girmezse yürüyemiyormuş. Çünkü bir taraftan aşk-ı İlahi onu
ihata etmiş. Bir taraftan da nefsin gıdasını vermemiş. Koltuklarına girmiş,
getirmişler. Gelince demiş ki: “Oğlum Ziyaeddin! İlmine güvenme. Şeytan