Page 46 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 46
46 Gül'den Bülbüllere
Aldanmış kimler? Günahı, sevabı bilmeyenler. Şeriatı, tarikatı olma-
yanlar. Bu zamanda bu tip insanlara bakın görün ne yapıyorlar? Bunlarda
şeriat, tarikat var mı? Bunlar günahı sevabı biliyorlar mı?
Biz çok şükredelim. Şükredelim ki Allah nimetimizi artırsın. Bakın
kelâm-ı kibârda ne geçiyor:
Salih bu sözlerin yalan olamaz
Her beşer suretli insan olamaz
Hepimiz de beşeriz. Ama her beşer suretli insan değildir.
Her bir kimse ehl-i irfan olamaz
Kırk yerden yarılmış kıl olmayınca
Koparmak değil! Kılı kırk yerden yaracaksın ehl-i irfan olmak için. Bu
şeriat işte. Tarikat bu işte. Biz yaşamadığımıza göre şeriatı da bilemiyoruz.
Tarikatı da bilemiyoruz. Tarikatı bilsek de yaşayamıyoruz. Ama Cenâb-ı
Hak; alîm, kâdir, kulunu esirgeyen, koruyan, acıyan... Cenâb-ı Hak bize
işaretler, müjdeler veriyor.
Nasıl müjdeler veriyor? Evet müttaki olan kurtaracak. Olmayan kurtara-
maz. Yine işaret veriyor. Sizin en çok müttaki olanınız, Allah’tan çok
korkuyorsa, bu zamanda, o kadar çok yararlanıyor. İlim irfan sahibi oluyor.
Çünkü Allah’a olan aşkın nihâyeti yoktur. Bu zamanda şer, fitne var. Küfür
hâkim olmuş. Onun için Allah’a sığınacağız. Her hâlinizde Azîmüşşân’a
sığının.
Ben anladım işim bitmez sana yalvarmaktan gayrı
Affet Yâ Rabbî! Abdurrahman Câmî Hazretleri tarikata o kadar karşıymış
ki meşâyihleri, dervişleri hiçe sayarmış. Nasıl ki Abdurrahman Câmî Hazret-
leri tarikata girmiş, bir mürşide tâbi olmuş, o zaman o âlimler hep susmuşlar
ve demişler ki:
“İnsaf edelim, Abdurrahman Câmî gibi bir âlim gelmemiş beş asır
boyunca. Öyle olduğu hâlde demek ki dervişlik hocalıktan üstün ki, hocalığı
bıraktı derviş oldu.”
Buyuruluyor ki:
“Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.”
Ama tasavvuf bunu nasıl izah ediyor? Yunus Emre diyor ki:
Niceleri gitti mürşit arayı
Arayanlar buldu derde devayı
Bin kez okur isen akla karayı
Bir kâmil mürşide varmazsan olmaz
Bin sene medrese ilmi okusan yine senin mürşide ihtiyacın var diyor.
Salih Baba daha güzel açıklıyor:
Birkaç esmâ bilmek ile Hakk’ı bildim sanma sen
Sohbet-i pîre devam et ruz u şeb usanma sen
Zat-ı Hakk’ı anlamaktır binbir esmâdan garaz
Gece gündüz durma. Fırsatın varsa, bir pîrin toplantısına git ki, o zaman
Hakk’ı bilirsin. Birkaç esma bilmekle Hakk’ı bildim sanma.